En Zorlu İmtihan Sahnesi; DÜNYA HAYATI

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Yüce Yaratıcı’ya halîfe olma vazifesi tevdî buyurulan insan; bunun gerektirdiği bütün meziyet ve istîdatlarla teçhiz edilip, bu şerefle mütenasip sonsuz nimetlerle taltif edilmiştir. Kur’ân-ı Kerim’de; “O ki ölümü ve hayatı takdir edip yarattı, sizi imtihana çekip hanginizin amelce daha güzel olduğunu bildirmek için…” (el-Mülk, 2) buyuruluyor. Madem ki bir imtihan var; öncesinde bir çalışma, […]

Continue reading »

Duraklama Dönemi (1579-1699)

YAZAR : Ahmet MERAL ahmetmeral61@gmail.com ZİTVATOROK BARIŞINDAN SONRA OSMANLI’DA GENEL DURUM Osmanlı merkezî yönetiminde var olan siyasî istikrarsızlık, on yedinci yüzyıl boyunca artarak devam etti. I. Ahmed’in genç yaşta vefat etmesi ve saltanat için yetişkin evlât bırakmaması üzerine; Osmanlı tahtına 26 yaşında dimâğen hasta olan birâderi I. Mustafa, devlet geleneklerine aykırı olarak çıkarıldı. Fakat aklî melekelerindeki rahatsızlık saklanamaz hâle geldiğinden, […]

Continue reading »

TARİHTEN ÖRNEK ALMAK

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Daha önceki sayılardan birinde* «Patronluk Değil, Komşuluk ve Kardeşlik» başlığıyla neşrettiğimiz bir yazıda; Türk dış politikasında Arap dünyasına yönelik bâriz yönelişi mevzubahis etmiş, bu yönelişin ucuz hamâsî söylemlere fedâ edilmemesi için başta yetkililer olmak üzere herkesin elinden geleni yapmasının gerektiğini, bu çerçevede dikkat edilmesi gereken hususlardan birinin de uzun süre emperyalizmin etkisinde kalmış […]

Continue reading »

Duraklama Dönemi (1579-1699) CELÂLÎ İSYANLARI

YAZAR : Ahmet MERAL ahmetmeral61@gmail.com   İSYANLAR ÖNCESİ GENEL DURUM 1579 yılından itibaren çoğu yetersiz veya çocuk yaştayken başa geçen padişahların zayıf yönetiminde; Osmanlı devlet merkezinde, büyük bir idarî karmaşa yaşanmaya başlandı. Vezirler, saray ağaları ve ilmiye sınıfı arasındaki çekişmeler, taşra yönetimlerini de olumsuz etkiledi ve ülkenin her tarafında başıbozukluk meydana geldi. Adâletsizlik, kanunsuzluk, makam ve mansıp sahibi kişilerin rüşvete […]

Continue reading »

ÜMMET

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Şehir hatları vapuruyla karşıya geçiyorum, yanıma oturan iki hanımın konuşması kulağıma çalınıyor. Arapçayla Türkçe karışık bir dille konuşuyorlar. Tıpkı Siirt, Mardin gibi güney illerimizin halkı gibi… Bilhassa çocuklarına Türkçe seslendikleri için hiç Suriyeli göçmen olacakları aklıma gelmiyor. “Biz Türk asıllıyız, ana dilimiz zaten Türkçe. Buraya gelmeden önce Türk televizyonlarını seyrediyorduk. Bu yüzden çocuklar zaten […]

Continue reading »

OSMANLI DEVLETİ’NİN DURAKLAMA İÇİNE GİRMESİ -2-

YAZAR : Ahmet MERAL ahmetmeral61@gmail.com OSMANLI’NIN SINIRLARININ GENİŞLEMESİNİN OLUŞTURDUĞU ZAAFLAR Osmanlı Devleti’nin kontrolü zor, tabiî sınırlara ulaşmış olması ve topraklarının aşırı genişlemesi de duraklamaya yol açan bir diğer faktördür. 17. yüzyıla gelindiğinde Osmanlılar batıda Balkanlar ve Tuna’ya kadar Orta Avrupa’yı ele geçirmiş bulunuyordu. Bu sınırlar Osmanlı Devleti’ni Kutsal Roma Germen İmparatorluğu ile sınır ülke hâline getirmişti. Artık bu yöne doğru […]

Continue reading »

SİNİMMÂR

YAZAR : İlyas KAYAOKAY okaykaya_1991@mynet.com Sünbülzâde Vehbî, (ö. 1809) Kırım’ın anahtarını Ruslara teslim eden hâin Şahin Giray’ın Rodos’ta ipe çekilmesi münasebetiyle «Kasîde-i Tayyâre»sini kaleme alır. Osmanlı’ya ihânet içerisinde bulunanın âkıbetinin hayırlı olmayacağını uzun uzun dile getirdikten sonra kalemini kendisine doğrultur: Ahmet YENİKALE’nin neşrettiği Dîvân’ında beyit şöyle: Nice te’sîs-i ebyât eylesin mi‘mâr-ı endişem, Eder gerdûn-ı dûn her dem mücâzât-ı sitemkârî… “Alçak […]

Continue reading »

17. YÜZYILDA OSMANLI SAFEVÎ REKABETİ

YAZAR : Ahmet MERAL ahmetmeral61@gmail.com ŞAH ABBAS DÖNEMİ (1587-1629) 1587 yılında İran tahtına, Safevî Devleti’nin en büyük hükümdarlarından biri olan Şah I. Abbas (1587-1629) çıktı ve başlangıçta, içte ve dışta büyük problemlerle karşı karşıya geldi. Ancak muktedir bir şah olan I. Abbas; müstakil hareket etme arzusu taşıyan yönetici Türk beylerinin nüfûzunu kırarak, otoritesini içte pekiştirdi. Ardından ordusunu ıslah ederek sayısını […]

Continue reading »

Hak Dostlarının Rehberliğinde GÖNÜL FÜTUHÂTI

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi SADECE ÜÇ KİŞİ Peygamberliğin ilk yıllarıydı. Ufeyf el-Kindî adlı bir tüccar Mekke’ye gelmiş ve Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in amcası Abbâs -radiyallâhu anh-’ın evine misafir olmuştu. Ufeyf; Kâbe’de Peygamber Efendimiz, Hazret-i Hatice ve Hazret-i Ali’yi namaz kılarken gördü. Abbâs -radiyallâhu anh-’a onların kim olduklarını sordu. Henüz îmân ile müşerref olmayan Hazret-i Abbâs da […]

Continue reading »

OSMANLI ÇINARINI YEŞERTEN KUVVET

YAZAR : Sami GÖKSÜN Esas olan, beldelerin fethi değil, gönüllerin fethidir. Kılıç, top, tüfek ancak; taştan, demirden kaleleri ve kapıları açar. Gönülleri ise ancak derya gönüller, dergâh gönüller fetheder. Tarihimiz bunun şahididir. Selçuklu sultanı Alparslan, Anadolu’nun kapılarını bu anlayışla açmış ve başarılı olmuştur. Osmanlı Devleti, fetihlerinde hep bu yolla başarılı olmuştur. İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed Han; hocası, gönül eri […]

Continue reading »
1 6 7 8 9