AŞK, NE KADAR VAHŞÎ’DİR!?.

ŞAİR : Servet YÜKSEL servety@t-online.de «Ol!» der, olur bir anda, İnsan ki, imtihanda, Her şeyin başıdır aşk… Vahyin bütün haşyeti, Peygamber’i saranda, Sadra akışıdır aşk… «Oku!» Rabbin adıyla, Muhabbeti Kur’ân’da, Nûrun çakışıdır aşk… Kâinâta sığmazsın, Gönlünü dolduranda, Kulun gözyaşıdır aşk… Sonsuzluğa doğarsın, Rahmete daldıranda, Bir cemal düşüdür aşk… Derdin ağyâra deme, Şifâ var baldıranda, Âşığın aşıdır aşk… Bir ah çekip […]

Continue reading »

MÜNÂCAT

ŞAİR : M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com> Kara bulutları vatan üstünden, Nebî hürmetine kaldır Allâh’ım! Şerri, bağrımızı yarma kastından, Vazgeçmezse nâra daldır Allâh’ım! Kibirden uzak tut mehterimizi, Toprağa damlayan kan, terimizi, Mîzâna konacak defterimizi, Hayır, haseneyle doldur Allâh’ım! İsa nefesliler nefesimize, Can versin Mevlânâ, ney sesimize, Akılla iz‘ânı lutfeyle bize, Doğruyu, güzeli bildir Allâh’ım! Şükürde kavî kıl, sabırda inat, Sabırla durulur […]

Continue reading »

MUHABBETTEKİ SIR VE RUMUZLAR…

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Mânevî hakikatleri müşahhaslaştırmak için müracaat edilen en tesirli vasıta, temsil ve teşbihtir. Hazret-i Mevlânâ, insan tabiatında sevgilerin adreslerini ve kıymet-i harbiyyelerini idrâk edebileceğimiz, temsillerle dolu bir kıssa anlatır. Zâhiren bir aşk hikâyesine benzeyen, fakat sır ve hikmetlerle rumuzlu olan bir temsil: PADİŞAH VE CÂRİYE KISSASI “Saltanat sahibi asil bir padişah vardı. Bir gün maiyyetiyle […]

Continue reading »

KÖYDE BAHAR

ŞAİR : Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com Küçük bir köydeyim bahar gününde, Vitrinde serili gerçekler burda… Yeryüzü süslenmiş sanki düğünde, İlâhî sanata mercekler burda… Dallarda neşeyle ötüşür kuşlar, Yeşil hayat kaplı düzler, yokuşlar, İlâhî kudrete delil nakışlar, Hikmet örgüsüne ilmekler burda… Köşküne kurulmuş tepede leylek, Bugünkü virdini çekiyor; «Lek lek!» Mevlânâ diliyle deyip; «Şükrü lek!» Rabbine şükreden leylekler burda… İşinin başında […]

Continue reading »

MUHABBETİN MÎZÂNI

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi YARATILIŞ GAYESİ: KULLUK ve MUHABBET!.. Yaratılışın temelinde muhabbet vardır. Bu âlemler yaratılmadan önce Allah Teâlâ, temsîlî bir ifade ile; «kenz-i mahfî / saklı, bilinmez bir hazine» idi. Bilinmeye muhabbet etti ve bu muhabbetle bütün varlıkları yarattı. Bütün muhabbetlerin özü, ilâhî muhabbet… Mevlâ, önce Zâtını kemâliyle tanıyacak Nûr-i Muhammedî’yi halk etti. Âdetâ O’nun zaman ve […]

Continue reading »

NE OLDU BUGÜN BİZE?

ŞAİR : Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com Hatırlarken Hak ile Hıra-Nur dağımızı… Huzurla yaşıyorduk saâdet çağımızı… Sâlihler bahçemizi, erenler bağımızı; Beklerdi, düğümleri sabırla çöze çöze… Dün biz böyle değildik!.. Ne oldu bugün bize?!. «Sev!» diyor, «Sevil!» diyor Mevlânâ, Yûnus Emre… Gönüllere düşmez mi toprağa düşen cemre? Bunca nefret, ihânet nasıl sığar bir ömre!.. Bu kini, tefrikayı kim soktu içimize? Dün biz böyle […]

Continue reading »

Hakk’ın Rızâsına ve Cennete Doğru; MÜSTAKÎM BİR YOLCULUK

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi SIRAT KÖPRÜSÜ İnsan bir yolcu… Elestten ebede bir yolcu… Cennetten dünyaya, dünyadan ukbâya, doğumhâneden gasilhâneye, kabirden de mahşere bir yolcu… Bu uzun yolun sonunda müthiş bir yol ayrımı var: Sırat Köprüsü… İnsan ya Sırat Köprüsü’nden geçip, ebedî huzur ve saâdete, yani Allâh’ın rızâsına, cennetlere kavuşacak yahut -Rabbimiz muhafaza buyursun- cehennem üstüne kurulmuş bu köprüden […]

Continue reading »

Îman Kardeşlerimizin Derdiyle Dertlenmekte; ECDADIMIZ VE BİZ

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi YEKVÜCUT ÜMMET İnsan, içtimâî / sosyal bir varlıktır. Bu sebeple, Cenâb-ı Hak; insandan hem şahıs hem cemiyet hâlinde kulluk ve ibâdet arzu eder. İnsanın saâdet kılavuzu ve şifâ reçetesi olan Kur’ân-ı Kerim; insanın ferdî, şahsî, rûhânî hayatını mükemmelen tanzim ettiği gibi, ailevî, içtimâî, siyasî ve iktisadî dünyasına da en güzel ve huzurlu nizamı kazandırmanın […]

Continue reading »

Nefs Ejderhâsına Karşı; BİR ÖMÜR CİHÂD-I EKBER

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi CİHÂDIN BÜYÜĞÜ Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ve ashâbı, Tebük Gazvesi’nden dönüyorlardı. Çok sıcak bir mevsimde, çöllerde bin kilometrelik mesafeye gitmişlerdi. Yolculukta açlık, susuzluk gibi birçok çaresizlik yaşamışlardı. Saçlar, sakallar birbirine karışmış, deriler kemiklere yapışmıştı. Çok büyük fedâkârlıklar göstermişlerdi. Mahsul zamanı tarlalarını bırakmış, devrin en güçlü devletlerinden biriyle harp etmeye gitmişlerdi. Allah […]

Continue reading »

Hakikî Dost, Dostun Çirkinliklerine Tahammül Etmeli, Hatasından İncinmemeli! ŞEMS-İ TEBRİZÎ

YAZAR : Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com   Bu yazımda size; “Bana velî diyorlar, diyelim ki öyle olsun; peki bana ne düşer bundan? Bununla övünürsem, çok çirkin düşmez mi? Ama Mevlânâ, Kur’ân ve Hadis’te yazılı vasıflarla sâbit bir velîdir. Ben de velînin velîsi, yani dostun dostuyum, bu bakımdan daha sağlamım!” diyerek, gurur, kibir ve şöhretin mânevî hastalıkların en zararlılarından biri olduğunu vurgulayan […]

Continue reading »
1 9 10 11 12