SİZ MÜ’MİNSENİZ!

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com

m_a_esmeli-yuzakidergisi-ekim2015

Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri’nin devriydi.

Bir müslüman, çevresindeki bir kâfire şöyle dedi:

‒Sen de îmâna gelsene!

Adam ona baktı, sordu:

‒Niçin?

Cevap belliydi:

‒Sen de kurtuluş yolunu bulmuş olursun. Şeref ve üstünlük elde edersin. Ebedî selâmete nâil olursun.

Adam, biraz düşündü:

‒Dediğin doğru! Fakat?

Biraz sükût etti. Sonra tekrar konuştu:

‒O dediklerini bana kazandıracak îmânı, ben ancak o Allah dostu olan Bâyezid Hazretleri’nde görüyorum.

O îmânı nasıl kazanabilirim, bilemiyorum. Çok yüksek, çok üstün o îman.

Belki şu an inancım tam değil, lâkin ben o üstün îmâna bağrımı açtım, o yüksek inanca inanmış hâldeyim. Hayranım.

Bu îmânı haykırmakta ağzım mühürlü olsa da, açıkça ifade etmesini beceremiyorsam da, kalbim mutmain şekilde. Yani zaten inançlıyım bu noktada.

Diğeri sordu:

‒Öyleyse, ne duruyorsun, kelime-i şahadet getir!

Adamcağız devam etti:

‒Bu îman davetiniz sizinkine ise, hiç kusura bakmayın, ben ona uzağım. O îmâna istek ve arzum yok.

‒Niçin bu hissiyat?

‒Çünkü insanda inancın bütün aşkı uyansa bile; sizi görünce kaskatı bir hâle döner, buz kesilir. Fakat Bâyezîd’in îmânına bakınca, her zerremde hidâyet coşkusu başladı. İnanca karşı hasret duydum. Gördüm ki, onun îmânında gerçek inancın bütün şartları ve güzellikleri var. Ona helâl olsun!

Bu hâdiseyi değişik veçhede Hazret-i Mevlânâ da anlatır. Muhtelif şekillerde diğer İslâm büyükleri hakkında da çeşitli rivâyetler yaşanmıştır.

Meselenin özü;

Her zaman, mekân ve ahvâlde, mü’min kimselerin, hangi özellikleri taşımalarının gerektiği.

Çünkü;

İnsanlığın bütün problemini çözecek bütün dermanlar, çareler ve şifâlar bunda gizli.

İnancın gerçek özelliklerinde.

Cenâb-ı Peygamber, ashâb-ı kirâmı yetiştirirken bu hakikate göre onları eğitmeyi başardı ve o devir bir asr-ı saâdet oldu. Cehâlete; insanlık, îmânın özelliklerine sahip olarak çare buldu. Düşmanlıklara böyle derman buldu. Terör tipi bütün cinayetleri bu şekilde ortadan kaldırdı. Ahlâksızlıkları böyle edebe dönüştürdü. Zulümleri böyle bertaraf etti.

Çünkü bu hakikatin asıl muallimi bizzat Hazret-i Allah. İnsanlar arasındaki bütün çalkantıları, Cenâb-ı Hak, yegâne ve ulvî özellikler ekseninde en muazzam şekilde huzura dönüştürüyor.

Nerede bir ârıza varsa, insanlarda o özelliklerden mutlaka kopuş vardır. Nerede tıkanıklık ve çözümsüzlük varsa, yine öyle.

Dünyanın hâli ortada.

Her acı gidişâtı göğüslemek ve hayra dönüştürmek için, bugün bütün müslümanların hakkıyla kendi özellikleri ekseninde güçlü olması şart. Çünkü cayılan, bırakılan her kudsî özellik; ayrı bir zayıflık ve perişanlık sebebi, dünyada da âhirette de.

Bu bakımdan yüce Mevlâ, bizleri bu dünyayı yaşama ve hayatı yönetme hususunda eğitirken kuvvetli bir denge ekseninde îman özelliklerini gönül yumaklarına sarıyor, sarıyor, sarıyor. Her meselede kullarını îmanla bütünleştiriyor ve onun özellikleriyle kuvvetlendiriyor.

Bu özelliklerin özünde neler var?

İşte ilâhî beyanlar:

“SİZ MÜ’MİNSENİZ;

•Allah’tan hakkıyla korkun!“ (el-Mâide, 57)

“SİZ MÜ’MİNSENİZ;

•Gevşemeyin!

•Üzülmeyin! Üstün olan sizlersiniz!” (Âl-i İmrân, 139)

“SİZ MÜ’MİNSENİZ;

•Aranızı düzeltin!

•Allah ve Rasûlü’ne itaat edin!” (el-Enfâl, 1)

“SİZ MÜ’MİNSENİZ;

•Fâizi terk edin!..” (el-Bakara, 278)

“SİZ MÜ’MİNSENİZ;

•Helâl sizin için en hayırlı olandır…” (Hûd, 86)

“SİZ MÜ’MİNSENİZ;

•Gıybet ve iftiraya bulaşmayın!” (Bkz. en-Nûr, 17)

“SİZ MÜ’MİNSENİZ;

•Sadece Allâh’a tevekkül edin!” (el-Mâide, 23)

“SİZ MÜ’MİNSENİZ;

•(İlâhî misallerde) sizin için elbette bir ibret vardır!” (el-Bakara, 248)

“SİZ MÜ’MİNSENİZ;

•Şeytandan ve şeytanın dostlarından korkmayın!” (Bkz. el-Mâide 112)

“SİZ MÜ’MİNSENİZ;

•Allâh’a kulluk edin!

•Ölçüyü ve tartıyı tam yapın!

•İnsanların mallarını eksiltmeyin!

•Düzeldikten sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin!” (Bkz. Âraf, 85)

“(Bilin ki) MÜ’MİNLER, ancak o kimselerdir ki;

•Allah anıldığında kalpleri titrer,

•Âyetleri okunduğunda; bu, onların îmanlarını artırır,

•Rablerine güvenirler,

•Namaz kılarlar,

•Kendilerine verdiğimiz rızıktan yerli yerince sarf ederler.” (el-Enfâl, 2-3)

İşte;

Dünyanın ve âhiretin huzuru için gerekli îmân özellikleri…

İşte;

Yaşandığında, kâfiri mü’min edecek vasıfta kıvam kazandıran ve kulu Allâh’a dost eyleyen hususiyetler…

Ne mutlu en zor anlarda bile bunları hakkıyla yaşayarak yeryüzünde rahmet vesilesi olabilenlere!

Yâ Rab!

Nasîb et!

Âmîn!..