ŞİİRDE VEZİN ve KAFİYE -3-

Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com Klâsik şiirde vezin ve kafiyenin yanı sıra nazım şekilleriyle ilgili de farklı ve istisnâî durumlar mevcuttur. Meselâ müstezad adı verilen bir nazım şekli vardır ki, uzun ve kısa mısralardan oluşur. Söz gelimi uzun mısra; «mef‘ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün» tef‘ilelerinden oluşurken kısa mısra; «mef‘ûlü / feûlün» tef‘ilelerinden oluşur. Yani bir çeşitlenme ve genel […]

Continue reading »

Şanlı Mâzîmizden Seçme Nükteler – ZİKRİ KESİLMİŞ

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Yûsuf Sinan, nâm-ı diğer Sümbül Efendi, Merzifon’da doğdu. İlk tahsilini burada aldıktan sonra İstanbul’a giderek medrese okudu. Devrin meşhur âlimlerinden ders aldı. Medrese tahsilini ikmal ettikten sonra Cemâl-i Halvetî’ye intisâb ederek tasavvuf yoluna girdi. Seyr u sülûkunu tamamladıktan sonra Mısır’a gitti, irşad faaliyetlerinde bulundu. Şeyhinin vefatının ardından tekrar İstanbul’a avdet ederek Koca Mustafa Paşa Dergâhı’na geldi. […]

Continue reading »

O -sallâllâhu aleyhi ve sellem- NE ÖĞRETTİ, NASIL ÖĞRETTİ, NE HÂSIL ETTİ? -11-

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi O’NU SEVMEK ÎMAN ŞARTI Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurur: “Nefsim kudret elinde olan Allâh’a yemin olsun ki; sizden biriniz, ben kendisine; anasından, babasından, evlâdından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadıkça hakikî mânâda îmân etmiş olamaz.” (Buhârî, Îmân, 8) Demek ki; Îmânımızı kâmil hâle getirebilmemiz için, O’nu tanımalı, sevmeli ve O’na ittibâ […]

Continue reading »

İNANÇ ve TEFEKKÜRDE ŞEYTAN VESVESE ve KURUNTULARI

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Şeytanın sağdan yaklaşmaları çeşit çeşittir. Din, îman ve ibâdet yolundaki mü’minlere türlü, karışık vesveseler verir. Meselâ, şeytan; aşırı derecede fikir ve kuruntularla meşgul olan kimi mü’minlerin kalbine îmân ile alâkalı şüpheler atmaya çalışır. Hadîs-i şerifte buyurulur: “Sizden herhangi birinize şeytan gelir de; «–(Şunu) böyle kim yarattı? (Şunu) böyle kim yarattı?» en sonunda; «–Rabbini kim […]

Continue reading »

BURSA’DA BİR ÇINAR VARDI

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Tasavvufî ahlâk ve mânevî güzelliklerine binâen Muhterem pederim Musa Efendi -rahmetullâhi aleyh- aynı isimdeki üç sâlih kişiden özellikle bahsederdi. Derdi ki: “İhvânımız arasında hâlleriyle müstesnâ üç Hüseyin vardır: •Biri Samsunlu Hüseyin Efendi, •Diğeri Nevşehirli Hüseyin Efendi, •Üçüncüsü de Bursalı Tesbihçi Hüseyin Efendi…” İlk iki Hüseyin Efendiler, bu güzel hüsn-i şahâdet ile Hakk’ın rahmetine kavuşmuşlardı. […]

Continue reading »

İLMİN ŞEREFİ

Sami GÖKSÜN Bilindiği üzere; İslâm’da ilk savaş, Bedir Gazvesi’dir. Bu harbi müslümanlar kazanmıştır. Zaferin sonunda esirler de alınmıştır. Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-; ashâbıyla istişâre ettikten sonra, esirlerin fidye karşılığında serbest bırakılmalarını emretmiştir. Ancak fidye verecek durumda olmayanlardan her birinin, on müslüman çocuğa okuma-yazma öğretmeleri hâlinde onların da serbest kalacağını bildirmiştir. Zeyd bin Sâbit -radıyallâhu anh-, bu şekilde okuma-yazma öğrenenlerdendir. […]

Continue reading »

İSLÂMİYET’TE DÜRÜST ÇALIŞMAK İBÂDETTİR

İrfan ÖZTÜRK Ey kardeş! İnsanlık tarihinde; İslâmiyet kadar, çalışmanın ehemmiyetini bildiren bir din görülmemiştir. İslâm dîni, hiçbir müslümana; tembelliği, miskinliği hiçbir zaman câiz görmemiştir. Çünkü tembel insan, mutlaka başkalarının sırtından geçinmek ister. Çalışıp kazanmaktan kaçar ve herkese yük olur. İslâmiyet’te başkalarına yük olmak da yasaktır. Cenâb-ı Hak; insanlara vereceğini va‘dettiği rızkı, çalışmak şartına bağlamıştır. Rızık için olanca kudretiyle çalışmak, insanın […]

Continue reading »

Cebrâil A.s’ın Mü’minlere Vasiyeti KOMŞU HAKKI

Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com BİR HADİS: عَنْ أَب۪ي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : « لَا يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مَنْ لَا يَأْمَنُ جَارُهُ بَوَائِقَهُ » Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh-’tan nakledildiğine göre Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Komşusunun, kendisine kötülük yapabileceği kaygısından kurtulamadığı kimse cennete giremez.” (Müslim, Îmân, 73) BİR MESAJ: […]

Continue reading »

NİMETİN GETİRDİĞİ MES’ÛLİYET

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Müslüman, mükellef bir insandır. Sorumludur yani. Ne ile ne kadar ve ne zaman sorumluysa, onu o kadar ve o zaman yerine getirmelidir. Medine müslümanları olarak temâyüz eden bu güzîde insanlar, Mus‘ab Hocanın yetiştirdiği güzel şahsiyetlerdi. Her güzel şahsiyet de güzelliği ölçüsünde bir şeyler yapma gayreti içindeydi. Sorumluluklarının gereğini yapıyorlardı yani. O günün Yesrib’i, karmaşık bir toplumdan oluşuyordu. […]

Continue reading »

EMİN İNSAN!

Ahmet ZİYLAN Emin insan kimdir? Hilekâr ve sahtekâr olmayan, emânete ihânet etmeyen, kul hakkına girmeyen, yalan söylemeyen, kimseye zarar vermeyen, sözünde duran, güvenilir, dürüst, inanılır kişiye «emin insan» denilir. Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’de bu meziyetler mükemmel bir şekilde var olduğu için, O’na «Muhammedü’l-Emîn» demişlerdir. Biz de O’nun ümmeti olduğumuza göre, bizim de emîn insan olmamız gerekmez mi? Maalesef öyle […]

Continue reading »
1 342 343 344 345 346 1.015