GIPTA

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Sen ay olacaksan, edemezsin ise gıpta, Aydın diyemem, eylediğin gün sise gıpta!.. Hey, hangi temâyülleri kıstâs alıyorsun? Etmez bilirim, kalbi temizler, pise gıpta… Vezni: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

Continue reading »

KİM BİLİR?

VAROĞLU (Mehmet Ali VAR) varoglu5@gmail.com Bilmem ölüm nerede, nasıl bulacak beni, Tanışlardan yanıma sâdık kaç dost gelecek, Yatak yerine taşa bırakırlarken teni, Ardımdan kim ağlayıp, acaba kim gülecek? Ölümüm karşısında donup kalır dimağlar, Kimi sessizce ağlar, kimi karalar bağlar, Bu hazin manzaradan ibret alır mı sağlar? Kurtuluşu olmayan vâde, er geç dolacak. Cenazemi alırlar, buradan bir an önce, Eller üstünde […]

Continue reading »

HAYAT GEMİSİ

Zahit GENÇ zahitgenc@gmail.com Ben gerçeği severim, sen istersen hayal kur, Çıktık bir yolculuğa gemimiz servet yüklü. Takdir tedbirle şaşmaz insanı Allah korur, Çıktık bir yolculuğa gemimiz hasret yüklü. Denizin her yanı yol, bulunmaz cadde-sokak, Şu dünya âleminde makber kula son durak, Ötelere hasret var yakar bizi bu firak, Çıktık bir yolculuğa gemimiz gurbet yüklü. Yoktur yalan dünyanın tutunacak bir dalı, […]

Continue reading »

BANA SEN’İ GEREK SEN’İ

SÜKÛTÎ (Hızır İrfan ÖNDER) onderirfan@gmail.com Bırakma hiç bana beni, «Bana Sen’i gerek Sen’i…» Nâr-ı aşkla yak bu teni! «Bana Sen’i gerek Sen’i…» Sâdık gönlüm mutî Sana, Tercihlerim Hak’tan yana, Müjdelense cennet bana, «Bana Sen’i gerek Sen’i…» Kesintisiz ettin rahmet, Zorda kaldım, kıldın medet, İhsan ettin bin bir nimet, «Bana Sen’i gerek Sen’i…» Hicranın hiç sonu yok mu? Bu dünyada yakmak […]

Continue reading »

HAFİFLEME

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) nejatsefercioglu@hotmail.com Elimiz üç kuruş gördü, Bakın ne hâllere düştük… Unutup ârı, nâmusu, Bir anda dillere düştük… Menekşenin boynun eğdik, Çiğdemin gönlüne değdik, Böbürlendik sanki beğdik, Dikenli güllere düştük… Yerinden oynattık taşı, Unuttuk bacı, gardaşı, Akıtıp gözlerden yaşı, Bulanık sellere düştük… Yüzsüzlüğü bilim sandık, Hırsızlığı ilim sandık, Her dokunan kilim sandık, Paçavra çullara düştük… Siyasete yalan dedik, […]

Continue reading »

AŞKI BULDUN İSTANBUL!

Servet YÜKSEL servety@t-online.de Ey bahtımın güzeli, sen ki bir özge yârsın, Taşın, toprağın altın, müjdelenmiş diyarsın, Mehteran kös vuranda hayallere dalarsın, Ayasofya susalı hüzün doldun İstanbul… Hani efendiliğin, hani irfan mektebin? Talan etmiş nâdanlar zarâfetin, edebin, Gel beraber tutalım yakasından sebebin! Hicabından sararıp soldun, soldun İstanbul… Ben lehçemi kaybettim kim okur dîvânını? Ruhsuz binalar yaptık, incittik Sinan’ını, Koynunda saklıyorsun Yavuz’un […]

Continue reading »

DÖNDÜRÜR…

Sadettin KAPLAN sadettinkaplan@gmail.com -Sayın İsmail MÜFTÜOĞLU’na…- Takdir-i Huda’dır bu nehri nâra döndürür… Dilerse bal şerbetin zehr-i mâra döndürür… Gezmesin sıhhatine kibredip de pehlivân, Eser nesîm-i emrâz bir bîmara döndürür… Mazlum âhı üstüne temel tutmaz saltanat, Kahhar ol kahkahayı âh u zâra döndürür… Su demez Hak aşkına tâ gönülden; «Hû!» diyen Seng-i sahrâyı Mevlâ bir pınara döndürür… Mahzun olur mu gönlü […]

Continue reading »

AĞLADIM…

Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com Bildim bu dünyanın sefâsı yoktur; Bulut gibi doldum, aktım, ağladım!.. Umutsuz sevdânın bekāsı yoktur; Kapında boynumu büktüm ağladım!.. Yâ Rab, kalp gözümden hicâbı kaldır; Bu garip gönlüme nefsimi bildir!.. Ehl-i hâl içinde yüzümü güldür; Gurbetin kahrını çektim ağladım!.. Menzil var yakından yakın ırağa; Tedbirim n’eylesin ezel tutsağa!.. Bir yaprak dalından düşmüş toprağa; Gafleti elimde sıktım ağladım!.. Kanlı […]

Continue reading »

VAKİT AZ KALDI

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) niyazkar@gmail.com Davransana deli gönlüm, Az kaldı vakit, az kaldı!.. Uyansana can bülbülüm, Az kaldı vakit, az kaldı!.. Kalmadan âh u amâna, Kır nefsini, gel îmâna, Güven olmaz şu zamana, Az kaldı vakit, az kaldı!.. Saç dökülür, çürür dişler, Diner kahkaha, gülüşler, Yarım kalır, nice işler Az kaldı vakit, az kaldı!.. Al-ver eder, say kaç nefes Zikir, tevbe, […]

Continue reading »

UZAKTAN MERHABA ŞİMDİ

M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com Erken batar, geç doğar gün, Hazin eser sabâ şimdi… Annede yas, kızda düğün, Emekler boş hebâ şimdi… Kurudu çiçek açan dal. Tatsız kaldı şekerle bal. Cadde, sokak yüklü vebal, Köy, kasaba, oba şimdi… Zorba inince şehire, Gözyaşı döndü nehire. Sele kapıldı zahire, Ceset toplar yaba şimdi… Gölge dâvâcı serine. Güneş gizlendi derine. Sofrada çorba yerine, Kan […]

Continue reading »
1 344 345 346 347 348 458