BU KADAR GÜÇ MÜ?..

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) nejatsefercioglu@hotmail.com Gönül gergefine nakşolan resim, Ağaç dallarına kazılan isim, Çatlayan dudakta tatlı tebessüm, Olduğunu bir an düşünmedin hiç. Derde dermân olmak bu kadar mı güç?.. Uykusuz gözleri bürüyen uyku, Buz tutmuş kalpleri ısıtan duygu, Yanan sîneleri serinleten su, Olduğunu bir an düşünmedin hiç. Derde dermân olmak bu kadar mı güç?.. Can veren hastaya can verecek kan, […]

Continue reading »

YÂ İLÂHÎ!

Servet YÜKSEL servety@t-online.de Bu sabah mü’minler affını bekler, Duâmıza «âmîn» desin melekler, Bayramımız bayram olsun İlâhî! Bir yığın düşmanı varmış huzûrun, Gönülleri sarsın rahmetin, nûrun, Bu toz-duman, sis dağılsın İlâhî! İçimde hüzün var ümidim solmuş, Fitne-fesat bir aşılmaz dağ olmuş, Yavuz gibi bir er gelsin İlâhî! Gün batmaz ufkunda şanlı tarihin, Hani nerde torunları Fatih’in? Gençlik ecdadını bilsin İlâhî! Oyunlar […]

Continue reading »

GELİNCİK…

Sadettin KAPLAN Kanlı bir dudakta tutuşmuş gibi; Kırlara bin bûse saçan gelincik… Bengisu taşıyan bir kuşmuş gibi; O dağdan bu dağa uçan gelincik… Derilmiş bir hece yiğit sözünden, Bir damlacık vuslat sevda özünden, Kan emiyor gibi göğün gözünden; Vadiden vadiye kaçan gelincik… Baharı besleyen ana kış gibi, Cümle mevsimleri sınamış gibi, Dağların dudağı kanamış gibi; Yayla yanağında açan gelincik… Gizli […]

Continue reading »

GÖRDÜM!..

Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com Yâ Rab, bu aşk deryasını; Can özünde bekā gördüm!.. Yazdın ömrün dünyasını; Baht elinde, kaza gördüm!.. Aşk okudum, fark oldu fark; Sen’sin ezel, ebed, mutlak!.. Kor yüreğim kırık bir çark; Her seyrinde cefâ gördüm!.. Arş’ı tuttu can kandili; Tevhid derdi, gönül dili!.. Dört kapıda, kırk menzili; Aşk derdine devâ gördüm!.. Her renk, şekil, vasıf, lisân; Sen’i söyler […]

Continue reading »

NE DEYİM?..

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) niyazkar@gmail.com Bozuk ayar bir düzene kalmışız, «Veren el» değilse ele ne deyim?.. Âsumandan ah-amana kalmışız, Hakkı söylemezse dile ne deyim?.. Soylu gövdemizin şimdi başı yok, Acıdan kuruyan gözün yaşı yok, Aç kurt sofrasında açın işi yok, Rahmet inmez ise çöle ne deyim?.. Mahzun kalmış öz yurdunda soydaşım, Nâhak yere katledilir dindaşım, Bölünmek üzredir toprağım, taşım Kahpe sinmez […]

Continue reading »

DÜĞÜMÜNÜ ÇÖZ Kİ PASLI DİLİMİN…

M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com Kâinatı yoktan var eden Allah, Düşürme kör nefsin ağına beni… Birliğine îmân ettim illâllah, Takma vesvesenin cağına beni… Eğri-büğrü kaldım, hem günahkârım. Eksilmez, demâdem artar efkârım Hasretim Rasûl’e, ulu hünkârım. Oturt mürşidimin sağına beni… Düğümünü çöz ki paslı dilimin, Arz edeyim ahvâlini hâlimin. Tövbekâr da olsa Haccâc zalimin, Bağbancı eyleme bağına beni… Duymayan kulakla, görmeyen gözle, […]

Continue reading »

KIT’A

Memduh CUMHUR memduh47@hotmail.com Sonbahar hüznü mü çökmekte bugünden yarına Bakamam gözlerinin sırrı neden böyle derin? Rüzgâr olsam, kıyamam belki de yapraklarına, Aşkı bir korkulu rü’yâya çevirmiş kederin. Vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün (fâilâtün)

Continue reading »

OSMANELİ…

Hakkı ŞENER hakki_0111@hotmail.com Sakarya Nehri’ne sırrını açar, Hikmetli söyleyen dil Osmaneli… Açılmış dört yana kokular saçar, Dalda, yediveren gül, Osmaneli… Tarlasında karpuzları alaca, Ayvası nam salmış bir uçtan uca, Domatesi iştah açar suluca, Şeftaliyi sandım bal Osmaneli… Damağımda lezzet ayva lokumu, Bayraklı’dan aldım mânâ yükümü, İster bahar ister yaprak dökümü, Her mevsim bir güzel hâl Osmaneli… Nice kültürlerden ses verir […]

Continue reading »

DALGA AYAN BEYAN, FAZ BELLİ DEĞİL…

Hadi ÖNAL Hayat denizinde tekne yalpada Rota belli değil, iz belli değil… Yıllar savruk, şaşkın; kayıpta ada, Karışmış mevsimler, güz belli değil… Güvendik dağlarda; kar, tipi, boran, Düzlüklerde şans yok; ne yel, ne baran, Vurgun hududunda ip hiza duran, Cürümler, el pençe; diz belli değil… Sıklaşmış kıyıyı döven gelgitler, Görüntü tek, tek ses olmuş düetler, Karabataklara kalmış göletler, Pusmuşlar ördekler, […]

Continue reading »

KADİR GECESİ MESAJI

Harun ÖĞMÜŞ Dilerim her geceniz kadre döner, Yüzünüz aydın olur bedre döner, Ne kadar kutlu bu akşam yâ Rab! Mest olup Arş döner, Sidre döner. Ramazan 2005, Üsküdar Vezni: feilâtün / feilâtün / feilün (fâilâtün) (fa‘lün)

Continue reading »
1 337 338 339 340 341 456