ÂŞİNÂ-YI ZÜ’L-CELÂL

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

Halîl’i yakmaz ateş; «Ceddidir O’nun» diyerek…
Soyunda Gül görerek gülleşen ocak tanıyor.
Değince boynuna İsmâil’in, kesildi ipek;
«Habîb’e ced!» diyerek kesmeyen bıçak tanıyor.

Rasûl’ün âşığı hem âşinâsı nûr-i bedir,
O Şems’i dağ ile taşlar, Hirâ, Uhud tanıyor.
Selâm’ın oğlu Husayn en güzîde şâhididir,
Suhufta vasfını ezber bilen yehud tanıyor.

Nebiyy’e sırt dönen ahmak dışında, her câna,
O’nun hakîkati mâlûm, büyük-küçük tanıyor.
Cefâ çeken deve, yaşlar döküp sığındı O’na,
Koşup gelen şu ağaç, hıçkıran kütük tanıyor.

O Nûr’u görmeye doğmakta Ay, Güneş ve Sühâ…
O el açınca gelip ağlayan bulut tanıyor.
Bütün melâike, in-cin, felek felek şu semâ,
Dağın başında güvercin ve ankebut tanıyor…

Akılsız addeder Allah, Rasûl’e kör olanı,
Cenâb-ı Ahmed’i, yetmez mi, Zât-ı Hak tanıyor!
Siyer ve sünnete, Tâlî, sarıl necâtı tanı,
Büyük şefâati, Mevlâ, Habîb’e hak tanıyor.

vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün
20 Şubat 2010-24 Kasım 2016