DİNLESİN SESİMİ YERLER ve GÖKLER

Sıkıntılı günler yaşıyoruz. Korona virüs sebebiyle bütün dünya ile birlikte yaşadığımız; acı dolu, endişe ve belirsizlik dolu günleri Rabbimiz’e sığınarak, sağlık şartlarına âzamî bir dikkatle uyarak, duâlara sarılıp, süreçten bir an önce selâmete erişmenin ümidini taşırken beklenmedik hâdiselere muhatap olduk.
Önce dört yanımızı ateşler sardı. Ormanlarımız hâin ellerin tutuşturduğu yangınlarla kül oldu.
Ermeni saldırılarına muhatap olan kardeş Azerbaycan, Karabağ’daki 30 yıllık zulme ve ayrılığa son vermek üzere harekete geçti. Zafer haberleriyle tesellî bulduğumuz günleri yakalamışken sevincimiz kursağımızda kaldı.
İzmir depremiyle sarsıldık. Bu şiddetli sarsıntının etrafında bütün Türkiye olarak kenetlendiğimizi iftiharla gördük. Devlet millet dayanışmasının en güçlü örneklerini yaşarken, dört bir yandan güzel İzmir’imize erişen kurtarma ekipleriyle de iftihar duyduk. Kendi canını hiçe sayarak enkaz altında kalan bir canı, canla başla kurtarmaya çalışan yiğitler, saatler boyu tırnaklarıyla santim santim ilerleyip minik canlara ulaştı.
Her erişilen canın ayrı bir hikâyesi oldu. Minik yürekler; Ayda, Elif, İdil, İnci ve Elâ Rabbimin korumasıyla bunca saat kurtarılmayı beklerken, kendine uzanan şefkat ellerine sevgiyle sarıldı. Ulaştığı her canın korku dolu o masum yüzünü gören kurtarma ekibinin yiğitleri, karşılaştıkları mûcizenin heyecanıyla; «Allâhu Ekber!» nidâlarıyla ürperdiler. Masum yavrularımız mûcizevî bir görüntüyle enkaz altından çıkarılırken yükselen tekbir sesleri; gönüllerimizi ferahlattı, yüreğimizi ürpertti.
Bütün Türkiye’yi sevince boğan bu yürek ürpertilerine, aynı duyguları paylaşmadığımız belli olan merhamet yoksunu bir gürûh; anlamsız, saygısız ve ürkütücü bir tepki verdi. «Allâhu Ekber!» nidâlarından, «En büyük Allah’tır!» sözünden rahatsızlığını izhâr etti. Kendi toplumuna, kendi kültür atmosferine, kendi inanç değerlerine son derece yabancı bu gürûh, depremde vefat edenlere mumlar yakarak anma âyini düzenledi. Cevabını da en gür sedâlarla bütün toplum kesimlerinden aldı.
Şairlerin cevabı da muhteşemdi. Hep bir ağızdan; «Allâhu Ekber!» dedik.
ALLÂHU EKBER: ALLAH EN BÜYÜKTÜR!..

 

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI)
mahtopbasli@hotmail.com

En kavî îmanla coşar yürekler,
Yâ Allah! Bismillâh! Allâhu Ekber!
Allâh’a sunulur cümle dilekler,
Yâ Allah! Bismillâh! Allâhu Ekber!

Gönlümün sesi bu, dinlesin gökler,
Şâhit olsun yerde, gökte melekler,
Bu sesle semâyı tutar direkler;
Yâ Allah! Bismillâh! Allâhu Ekber!

Dizilir dallarda mest olan renkler,
Uyanıp açarken bütün çiçekler,
Bir taşın altına siner bebekler;
Yâ Allah! Bismillâh! Allâhu Ekber!

Kelimetullâh’ın meftûnu Türkler,
Şehâdet yurdunu zikirle bekler,
Bir can kurtarmaya işler bilekler;
Yâ Allah! Bismillâh! Allâhu Ekber!