ZİKREYLEYEN HER ÂZAMDA, VAHDETİM «SEN’İ» SÖYLER!..

Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com

Yâ Rab; yakın Sen’sin câna, candadır bu iştiyak;
Aşkla çarpan yüreğimde, hasretim «Sen’i» söyler!..
Kavlimiz var; derin, duru, nefes kadar sımsıcak;
«Belâ!..» dedim; her tebliğim, davetim «Sen’i» söyler!..

Sen yoğurdun, şekil verdin, dile geldi toprağım;
Gören gözüm, nasıl görür?.. Nasıl duyar kulağım?..
Kerem eyle, aşkla yanar «gönül» denen ocağım;
Her an hâlden hâle giren, sûretim «Sen’i» söyler!..

Giydim takvâ libâsını, câna saldım dersimi;
Bir hakikat yolcusuyum, bildim yedi nefsimi!..
Gören Sen’sin yaş, kurumu; duyan Sen’sin sesimi;
Sınandıkça her amelim, niyetim «Sen’i» söyler!..

Sen var ettin, tek Sen’indir âlemlerin tapusu;
«Tevhid» diyen canda gizli, bir âlemin yapısı!..
Can seyrinde açılmaz mı, rûhumun sır kapısı?
Bu «ahsen-i takvim» denen, hasletim «Sen’i» söyler!..

«Nûr» nefesin hayat verdi, toprak tenin harcına;
Dört kapıda «vuslat» dedim, girdim kulluk borcuna!..
Umudumu, Sen bağladın yedi göğün burcuna;
Kulak verdim bu hak yolda, kısmetim «Sen’i» söyler!..

Yâ Rab; Sen’den bir kul için, «emân» ister kaç melek?
Lütuf, ihsan, rahmet Sen’in, Sen’indir çarh-ı felek!..
Bir cezbeyle döner âlem; vecde girmiş bu yürek;
Zikreyleyen her âzamda, vahdetim «Sen’i» söyler!..

18 Nisan 2020, Ankara