EN SEVGİLİ MEKÂN

YAZAR : Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com

Âlemlerin Rabbinin; biz insanlar için hazırlayıp, döşek, yurt ve yuva kıldığı yeryüzünde, barındığımız sayısız yerler ve insan eliyle inşa edilmiş binalar, evler vardır.

“Yeryüzündeki bütün bu yerlerin ve evlerin Allah katındaki değerleri aynı mıdır yoksa Allâh’a daha sevgili ve O’nun katında daha değerli yerler ve evler var mıdır?” sorusunun Fahr-i Kâinât Efendimiz tarafından verilmiş bir cevabı vardır.

“Allâh’ın en çok sevdiği yerler mescidlerdir.” (Müslim, Mesâcid, 288)

Hadîs-i şeriflere göre oralara devam etmek; kâmil mü’min olmanın nişânesi, mahşer gününde Allah Teâlâ’nın gölgesi altında ağırlanacak talihli misafirlerden biri olma şerefine eriştirecek bir fazîlet ve Allah yolunda cihâd etmek gibi sevap kazandıran bereketli bir ameldir.

Nebevî ifadelerden; Beytullâh’ın şubeleri olarak yeryüzüne yayılmış «Allâh’ın evleri» diye tarif edilen bu mübârek mekânlara gidip gelirken atılan her adımın, adımı atan kimsenin derecesini bir derece yükseltirken bir günahının da bağışlanmasına sebep olduğunu öğreniyoruz.

Bütün bunları ve daha fazlasını ifade eden âyet-i kerîme ve hadîs-i şerifleri sıralayacak olursak, Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Muhakkak ki mescidler Allâh’ındır…” (el-Cin, 18)

“Allâh’ın mescidlerinde Allâh’ın adının anılmasını yasak eden ve onların harap olmaları için çalışandan daha zalim kim olabilir?” (el-Bakara, 114)

“Allâh’ın mescidlerini ancak Allâh’a ve âhiret gününe îmân eden, namaza devam eden, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler îmar eder.” (et-Tevbe, 18)

Son âyet-i kerîmenin tefsirinde müfessir Elmalılı merhum;

“Mescidin îmârı iki mânâya gelir. İlki, bina edilmesi, yapılması ve yenilenmesi; diğeri de ziyareti ve içinde bulunulup ibâdet edilmesidir. Nitekim beyt-i şerîfi özel ziyarette bulunmaya umre denilir.” diyerek umre kelimesinin îmar köküyle irtibatına işaret ederek şöyle devam ediyor ve;

“Bu sûretle bir mescidin îmâr edilmesi bu iki yönün bir araya gelmesiyle olur. Birisi maddî ümrandır, îmardır. Binası, tamirâtı, temizliği, döşenmesi, aydınlatılması ve bunların devam ettirilmesiyle ilgili yönleridir. Birisi de mânevî îmârıdır ki içinde Allâh’a ibâdet, zikir, ilim okutmak gibi itaat ve fazîletlerin devam ettirilmesi, buna dair ayrıntılar ve mescidi gayesinin dışında kullanımlardan korumakla olur. Bir mescidin içinde dünya işleriyle alâkalı lakırdı etmek, konuşmak bile onu maksadı dışında kullanmak demek olduğundan mânevî mâmuriyetini ihlâl etmektir.” diyor.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ise şöyle buyuruyor:

“Şehirlerde Allâh’ın en çok sevdiği yerler camilerdir.”

“Allâh’ın rızâsını kazanmak gayesiyle bir kimse bir cami inşa ederse Allah o kimse için cennette bir köşk bina eder.”

“Kendi gölgesinden başka gölgenin bulunmadığı bir günde, Allah yedi sınıf insanı kendi gölgesinde gölgelendirir ki; onlardan biri de kalbi camilere bağlı olan kişidir.”

“Camilere devamı âdet hâline getiren bir adam gördüğünüzde onun kâmil bir mü’min olduğuna şahitlik edin.”

“Her kim mescide alışır, yakınlık gösterirse; Allah da ona yakınlık gösterir.”

“Allâh’ın evlerine devam edenler Allâh’ın ehli yani yakınlarıdır.”

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz;

“–Size, Allâh’ın hataları sildiği ve dereceleri yükselttiği amelleri bildireyim mi?” diye sorunca, ashâb-ı kiram;

“–Bildir yâ Rasûlâllah!” dediler. O da şöyle buyurdu:

“–Zor durumlarda abdesti tam almak, camilere giderken çok adım atmak, bir namazı kıldıktan sonra diğer namazı bekleyerek camide vakit geçirmek. İşte ribat budur, işte ribat budur, işte ribat budur.”

“Camiye gidip gelmek Allah yolunda cihaddandır.”

“Gecenin karanlığında camiye giden kimse, kıyâmet gününde Allâh’a bir nur ile kavuşur.”

“Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha fazîletlidir.”

“Şeytan insanın kurdudur. Tıpkı sürüden ayrılan koyunu kapan kurt gibi. Sakın gruplara bölünmeyin. Cemaatten, toplumdan ve mescidlerden ayrılmayın.”

“Ya saflarınızı düzeltirsiniz ya da Allah kalplerinize ayrılık atar.”

“Münafıklara en ağır gelen namaz, yatsı namazı ve sabah namazıdır. Onlardaki sevabı bilselerdi, cemaatle (namaz) kılmaya emekleyerek de olsa gelirlerdi.”

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz;

“–Kim ezanı duyar da mazeretsiz cemaate gelmezse, onun sonradan kılmış olduğu namaz (tam) kabul edilmez.” buyurdu. Ashab;

“–Mazeret nedir yâ Rasûlâllah?” dediler. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz;

“–Korku veya hastalık.” diye cevap verdi.

“Müezzinin ezanını işitip de cemaate gitmemesi, bir mü’minin âsî ve bedbaht olmasına yeter.”

“Cemaat rahmet, ayrılık azaptır.”

Bu hadislerin tamamı Münzirî’nin Terğib ve Terhib adlı, hadîs-i şerifleri toplayan eserinin mescidlerle ilgili bahislerde geçmektedir.

Terğîb ve Terhîb’in birinci cildinin yüz elli sayfası, cami ve cemaatle ilgili mevzulara tahsis edilmiştir. Orada geçen ve bir kısmını arza çalıştığım hadîs-i şerifleri ve diğerlerini birlikte hulâsa edecek olursak;

Allah Teâlâ’nın ve O’nun aziz Rasûlü’nün sevdiği yerler olan camiler ve oralarda teşekkül eden cemaatlerle alâkalı şu tespitlerde bulunabiliriz:

Cami ve cemaat;

• Mü’minlerin üzerine Allâh’ın rahmetinin indiği,

• Kılınan namazların sevabının yirmi yedi kat bereketlendiği,

• Saflarında meleklerin insanlara karıştığı,

• Yürüyerek giden mü’minlerin sevabını yazmak için meleklerin yarıştığı,

• Rabbin kuluna, kulun Rabbine ülfet edip alıştığı,

• Sulh ve salâhın tesis edilip, küskünlerin barıştığı,

• Zor zamanlarda gidiş gelişlerle hâlis mü’minlerle hâlis olmayanların ayrıştığı,

• İslâm toplumunun; birlik, beraberlik, samimiyet ve dayanışmasının, düzgün ve omuz omuza sıkı tutulan saflarla tatbikatının yapıldığı, temelinin atıldığı, kalplerin kardeşlikte buluştuğu,

• Mü’minlerin; elemini, kederini, sevincini, neşesini paylaştığı,

• Mü’minlerin sınıfsız ve sınırsız olarak Âlemlerin Rabbi’nin huzûrunda topyekûn içtimâa durduğu,

• «İyyâke na‘büdü ve iyyâke nesteîn» yani yalnız Allâh’a kulluk edip, yalnız O’ndan yardım dilemenin, Allâh’ın yardımına ermenin en bereketli zemininin oluştuğu mübârek mekânlardır.