BÂKÎ’NİN GAZEL’İNİ TERBÎ῾

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

Kānun bu ki selâmet-i Âdem ile’l-ebed,
Boynun büküp de baş yere sermek imiş meded,
Ey dil gerekse vâsıta-i devlet-i ebed,
Olmaz nigârın eşiği taşı gibi sened…

Ger sâye olsa minneti kondurma üstüne,
Ankā misâli çık göğe, âzâde ol yine,
Nâdân elinden alma eğer irse destüne
Şehbâz-ı âşiyâne-i devlet yeden bi-yed.

Döktürdü cezbesiyle o meh gözlerim yaşın,
Gâhî göründü nur yüzü, döndürdü geh başın,
Gösterdi gâh zülfi karasın gehî kaşın,
Deryâ-yı hüsn-i dôst ayân etti cezr ü med.

Sevdâ riyâzetiyle şifâ buldu dâğ-ı merd,
Dermân-ı pür-safâ imiş illâ belâ vü derd,
Derd-i mahabbet eylese cismi aceb mi zerd,
İksîr-i aşk-ı pâk ile altun olur cesed.

Tâlî; gönülde olmayan ahvâli söylemez,
Tecrîde kim girer ise kaftânı beklemez,
Âyîne gibi halka mürâîlik eylemez,
Bâkî safâ-yı hâtır ile giydi bir nemed.

_________________ _____________________ ________
cezr ü med: Med-cezir, gel-git.
deryâ-yı hüsn-i dôst: Yârin güzellik denizi.
mürâîlik: Riyâkârlık, iki yüzlülük.
nemed: Keçe.
şeh-bâz-ı âşiyâne-i devlet: Talih kuşu.

yeden bi-yed: Elden ele, peşin.
zerd: Sarı.

vezni: mef’ûlü / fâilâtü / mefâîlü / fâilün