TARİH MUHASEBESİ

Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com

Hayat; îman ve cihad… Gençlik ve ihtiyarlık…
O Rahmân’a kul olmak ne büyük bahtiyarlık…
Peygamber âşıkları seferdedirler dâim,
Yolda ve yolculukta her şey Hak ile kāim…
Allâh’ın Rasûlü’yle her savaşa katılan,
Şehâdet arzusuyla ön saflara atılan,
Ebû Eyyûb Ensârî, kalkmış taa Medine’den
O yaşında Bizans’a gelmişler… Peki neden?
Bir Allah, bir peygamber, bir kitaba inanmış,
Ve son nefese kadar bu sevda ile yanmış…
Mukaddes beldelerin hâdimi Sultan Yavuz,
Fatih Sultan Mehmed’e, Eyüp Sultan kılavuz…
Bin dört yüz otuz iki… Doğum yeri Edirne
Hizmet etsin vatana, hem millete hem dîne…
Annesi Hümâ Hatun, baba İkinci Murat,
Duâ ile büyütür, hayrolsun mukadderat…
Hocası Molla Hüsrev ile Molla Gûrânî,
Akşemseddin, üçü de birbirinden nûrânî…
Şehzâdeyi edeple, ahlâkla süslüyorlar,
Bir anne sütü gibi ilimle besliyorlar…
Bin dört yüz elli bir’de genç Mehmed tahta çıktı,
İzn-i ilâhî ile artık bahtı açıktı…
Rahmeten lil âlemin bir müjde veriyordu,
Mehmed bu müjde ile hedefe yürüyordu!..
Peygamber müjdesine mazhar olan bu ordu,
Düşmanlardan değil de, Allah’tan korkuyordu…
Altlarında cepheye dörtnala koşan atlar,
Üzerinde düğüne gider gibi rahatlar…
Karşısında Konstantin zalim ve eli kanlı,
Mehmed yirmi birinde yiğit bir delikanlı….
Mıhlamış ufuklara kararlı bakışını,
Değiştirmek istiyor tarihin akışını…
Bugün bütün gemiler yürütülsün karadan,
Yarın zafer bizimdir, muînimiz Yaradan…
Surların birer birer dişleri sökülecek,
Oluk oluk toprağa kanları dökülecek…
Son gece otağında o cihan padişahı,
Duâ ve gözyaşıyla ıslatmış secdegâhı…
O sabah başka bir gün, o gece başka gece,
Elde kılıç, tekbirler, tevhidler hece hece…
Aşk, heyecan zirvede; yürekler îman dolu,
Ya o beni alacak, ya da ben İstanbul’u…
Diye denize sürdü şahlanan kıratını,
Yıktı kahpe Bizans’ın köhne saltanatını…
Gösterdi ecdadına olan ahde vefâyı,
Tarihler kaydetmemiş böylesi bir dehâyı !
Gün yirmi dokuz Mayıs… Yıl bin dört yüz elli üç…
Elbette; «Hak gelince zâil olur bâtıl» güç…
Ve Orta Çağ kapanıp, yeni bir çağ başlıyor,
Şühedânın ervâhı bu fethi alkışlıyor…
Bir şükür secdesiyle nazını, niyâzını,
Hâlık’ına arz edip ilk Cuma namazını,
Ayasofya’da kıldı Fatih Sultan Mehmed Han,
Yanında Akşemseddin, ne muhteşem an o an!
Gel bir de bugüne bak, dün nerde bugün nerde?
Kemiği kan terliyor ecdadımın kabirde!
Kaç asırlık uyku bu, hâlâ uyuyor musun?
Fatih’in feryâdını dinle, duyuyor musun?
Ey mahzun Ayasofya… Bana bak ulu mâbed;
Sana kilit vuranlar kime eder ibâdet?
Sen benim vakfettiğim mukaddes emânetim;
İhânet edenlere olsun bütün lânetim…
Yâ Rabbi lutfet bize yeniden fetih rûhu,
Gazabınla kahreyle din düşmanı gürûhu!..

13.04.2012