İYİLERLE BERABER OLMAK

Aynur TUTKUN aytutkun@gmail.com

İnsanın kendisini musalla taşında hayal etmesi kadar onu ürperten başka bir şey var mıdır bilmem! Belki de ilk defa bu kadar kalabalık önüne çıkacağız. İlk defa omuzlarda elden ele taşınacağız. Ne ilginç değil mi ilk saltanatımız sonuncusu olacak!

Bizi tanıyan insanların en içten fakat bir o kadar da acımasız cevapları işte orada, o musalla taşında hazır olacak. Ve işte o cevaplar Yaratan’ın huzurunda bizim lehimize ya da aleyhimize şahitlik edecek. Çünkü orası dünyalık hesapların, menfaatlerin bittiği yer olacak. Bir başka deyişle işte o anda kestireceğiz cennetliklerden mi cehennemliklerden mi olduğumuzu! Cevabını en çok merak ettiğimiz; «Ben kimim, nasıl biriyim?» sorusunun cevabı musalla taşında uzanırken belli olacak.

İyi insanlardan biri olabilmek ve iyi insanların hakkımızda iyi şahitliğini alabilmek hayattayken kıymetli vakitlerimizi kimlerle nasıl geçirdiğimizle doğrudan orantılı olacaktır. «Öteki» dünyada cenneti kazanabilmenin, Allâh’ın sevdikleriyle beraber olabilmenin ön şartıdır bu dünyada da O’nun sevdiklerini tercih etmek.

En kıymetli hazine olan zamanımızı, gençliğimizi ve sağlığımızı kimlerle harcıyoruz? Kimlerle beraber olmak bize mutluluk veriyor? Kimlerin cenaze namazımıza gelmesini, arkamızdan şahitlik etmesini, duâlarında bizi hayırla yâd etmesini isteriz? Nasıl bir topluluk içinde anılmayı isteriz? Evlâdımızdan başkaları da varsa arkamızdan ağlayacak, onların kimler olmasını isteriz?

Psikolojide «farkındalık» önemli bir kavramdır. Kim olduğumuzu, ne olduğumuzu, nasıl olduğumuzu fark etmek şahsiyet gelişiminin ilk basamağıdır. Kim olduğumuzu anlayabilmenin en kestirme yolu ise kimlerle beraber olmaktan zevk aldığımızı fark etmektir.

Hesaba çekilmeyeceklermiş gibi nefsî tercihleriyle vakit geçirenlerle, beş para etmez televizyon kanallarında incir çekirdeğini doldurmayacak kadar basit konuları tartışanlarla, bilmem ne marka eşarplarını, mobilyalarını, perdelerini, arabalarını konuşmaktan zevk alanlarla mı oturup kalkmayı seviyoruz? Dünyevî zevkler, göz kamaştıran dünya metâı ve paradan başka konuşacak konusu olmayanlarla mı vakit geçirmek hoşumuza gidiyor?

Abdest alma, namaz kılma, oruç tutma hususunda hassasiyet göstermeye çalıştığımız kadar kıymetli vakitlerimizi kıymetli insanlarla geçirme hususunda da hassas mıyız? Gönlümüzü sadece Allâh’ın sevdiklerine açmaya, en kıymetli vakitlerimizi O’nun sevdikleriyle harcamaya özen gösteriyor muyuz?

Sosyal varlıklar olduğumuza göre yalnız yaşayamayız; birlikte olacağımız, oturup kalkacağımız insanlarla vakit geçirme ihtiyacındayız. Bunu da tıpkı diğer ihtiyaçlarımız gibi Allâh’ın rızâsına uygun bir şekilde, bize zarardan ziyade fayda getirecek şekilde gidermek durumundayız.

“Allah’tan korkup sâdıklarla (doğrularla) beraber olun!” (et-Tevbe, 119),

”Kâfirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz.” (en-Nisâ 140) şeklinde buyurarak Rabbimiz her konuda olduğu gibi bu konuda da bizi uyarır. Kimlerle oturup kalktığımıza, vaktimizi kimlerle harcadığımıza yani kalplerimizi nelerle meşgul ettiğimize dikkat etmek durumundayız. Tabiî «öteki» dünyada kevser havuzunun başında O’nunla -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ve iyilerle beraber olmayı arzuluyorsak!

Her insan;

“Kişi sevdiği ile beraberdir.” (Buhârî) hadîsinin muhatabıdır. Kalplerimizi kimlerin sevgisine açıyoruz? Kimlerle, ne tür konuları konuşmaktan hoşlanıyoruz? Hem kendimiz hem de kendisiyle vakit geçirdiklerimiz;

“Allâh’a çağıran, doğru ve âdil olanı yapan ve «Şüphesiz ben Allâh’a teslim olanlardanım!» diyenden daha güzel sözlü kim vardır?” (Fussılet, 33) âyetinin muhatabı olabiliyor muyuz?

Zevklerimizi, tercihlerimizi, zamanımızı kimlerle geçirdiğimizi gözden geçirmek, iyilerle bir ve beraber olmayı ne kadar tercih ettiğimizi sorgulamak için özel günler vardır hayatımızda. Hayırda kullanabileceğimiz zamanımız ve sağlığımız varken hayatımıza; «format atmak» ve yeniden doğmak için kendimize yegâne örnek olarak kabul ettiğimiz en mükemmel insanın doğum günü en güzel hatırlatmadır bize. Bizzat kendi hayatımız ve beraber olmayı tercih ettiklerimizin hayatı ne kadar benziyor O -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ve O’nunla beraber olanların hayatına?

Her daim gördüğümüzde bizlere Allâh’ı hatırlatan, konuşması ilmimizi arttıran, ilmi de âhireti düşünmemize sebep olanlarla beraber olmamız duâsıyla!