Güzel’in Güzeller’i

Âdem SARAÇ

ademsarac@yyu.edu.tr

Güzellikte eşsiz olan Cenâb-ı Allah -celle celâlühû-, En Güzel olup, güzeli sevdiği için, sürekli yeni güzellikler yaratıyordu.

İslâm güzeldi…

Kur’ân güzeldi…

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Güzeller Güzeli idi… Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yetiştirdiği herkes çok güzeldi. Daha doğrusu onlar Güzel’in Güzeller’i idiler.

Sahâbe deniyordu o güzellere.

Her sahâbe, Güzeller Güzeli’nin bir başka güzelliğini temsil ediyordu. Her türlü çirkinlikten sıyrılıp, Güzeller Güzeli ile güzelleşmişler, bir başka güzelliğe kapı açmışlardı.

Bu güzellerin başında Hazret-i Hatîce-i Kübrâ -radıyallâhu anhâ- annemiz geliyordu.

Hazret-i Ebûbekir, Hazret-i Ali, Hazret-i Zeyd -radıyallâhu anhum ecmaîn- bu güzelliğin ilkleriydi.

Peygamber Efendimiz’den birer parça olan sevgili kızları, Gül’ün Güller’i olarak, zaten güzellik zirvesinde cevelân ediyorlardı…

Güzeller Güzeli’nin güzelleri, pek çoktu… İşte onlardan bir kısmı:

Hazret-i Osman.
Ebû Zerr.
Bilâl-i Habeşî ve annesi Hamâme.
Ebû Fükeyhe.
Hâlid bin Saîd ve hanımı Ümeyne bint-i Halef.
Amr bin Saîd ve hanımı Fâtıma.
Zübeyr bin Avvâm.
Abdurrahman bin Avf.
Sa‘d bin Ebû Vakkâs.
Talha bin Ubeydullah.
Ebû Ubeyde bin Cerrâh.
Ebû Seleme ve hanımı Ümmü Seleme.
Osman bin Maz’ûn.
Kudâme bin Maz’ûn.
Abdullah bin Maz’ûn.
Ubeyde bin Hâris.
Saîd bin Zeyd ve hanımı Fâtıma bint-i Hattâb.
Esmâ bint-i Ebûbekir.
Habbâb bin Eret.
Abdullah bin Mes’ûd.
Mes’ûd bin Rebîa.
Iyyâş bin Ebû Rebîa ve hanımı Esmâ bint-i Selâme.
Huneys bin Huzâfe.
Âmir bin Rebîa.
Abdullah bin Cahş.
Ebû Ahmed bin Cahş.
Câfer bin Ebû Tâlib ve hanımı Esmâ bint-i Umeys.
Umeyr (Âmir) bin Ebû Vakkâs.
Ma‘mer bin Hâris.
Nuaym bin Abdullah.
Hâtıb bin Amr.
Hâtıb bin Hâris ve hanımı Fâtıma bint-i Mücellel.
Hattâb bin Hâris ve hanımı Fükeyhe bint-i Yâser.
Ebû Huzeyfe bin Utbe.
Âmir bin Füheyre.
Vâkıd bin Abdullah.
Süheyl bin Beyzâ.
Salît bin Amr.
Muttalib bin Ezher ve hanımı Remle bint-i Avf.
Erkam bin Ebu’l-Erkam.
(Allah hepsinden râzı olsun.)
Ve diğerleri… ve diğerleri…
Güzel’in Güzeller’i idi bunlar…

İslâm güneşi, her şeye rağmen, gün geçtikçe her tarafı aydınlatıyor, kararmış gönüller İslâm güneşi ile yeniden hayat buluyordu.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellemöyle bir çalışma yapıyordu ki, bütün herkesin kurtulması için, insanüstü çaba sarf ediyor, halkaya sürekli yenileri ilâve ediyordu.

Her türlü çirkinliğin, bütün çirkinliği ile ortada olduğu bir dönemde, güzellikler boy vermeye başlamıştı.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i dinleyen herkes bu güzelliği, bütün güzelliği ile O’nun şahsında görüyordu.

Güzel ile birliktelik içinde olanlar güzelleşiyor, onlar da başka güzelliklere vesile olmaya çalışıyorlardı. Bu böyle sürüp gidiyordu.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellemile huzura kavuşanlar, bu huzuru paylaşabilecek kişilerin peşlerine düşüyorlardı.

Sadece kurtulmak değildi onların gayesi. İslâm ile kurtuluşa erenler, başkalarının da kurtulması için seferber oluyorlardı.

Hayatlarının her ânını İslâm güzelliği ile güzelleştirenler, bu güzelliği bilfiil yaşıyorlar, yaşayıp anlatıyorlardı. Onların dâvâsı, insanları düştüğü uçurumdan döndürme dâvâsıydı. Ve bu dâvâ, sevda olarak işlemişti gönüllere ve zihinlere. Aşk hâline gelmişti. İslâm’ı en güzel bir şekilde yaşamak ve anlatmak aşkıydı bu.

Öncelikle güzel örnek oluyorlardı. Güzeli yaşayanlar güzel örnek olurlardı çünkü. Sonra da bütün gayretlerini bu güzelliği anlatmaya hasrediyorlardı. Çünkü onlar Güzel’in Güzeller’i idiler. Kur’ân-ı Kerim mesajdı. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de, en güzel örnek…

Güzeller Güzeli başta olmak üzere, Güzel’in Güzeller’ini örnek almak, O Güzel’in tavsiyesiydi… –

Sallâllâhu aleyhi ve sellem…-