Yıldız

Nusret ÇAM

Olanca ihtişamıyla alev alev bir güneş,
Kıvır kıvır saçlarıyla karanlığı delerken,
Pırıl pırıl huzmesiyle onulmaz sevdama eş,
Mini mini bir yıldıza âşık oldum yine ben.

Ötelerin ötesinden bir işaret, bir yemin…
Ümitlere kutlu mekân, hayal dünyama zemin…
Gündüz utangaç münzevî, geceleyin tam mü’min,
Bir yıldız ki, sabahlara kadar nöbet bekleyen.

Ben yıldızları sevdim hep, günahlar kadar uzak,
Güneşe inat yan yana, dostça, berrak mı berrak,
Ve bazen, hilâl içinde ülküme nazlı bayrak;
İşte öylesine cömert ve öylesine gülşen.

Fallar ve dilekler değil, yolumu tuttum yalnız,
Duyuşlarım, sezişlerim bir yetimdir onlarsız,
Seher yıldızıyla doğdum ben, çoğu kez, apansız,
Bir kumarbaz rüyasında defineler kazarken!

İşte böyle, benim sevdam yıldızlar gibidir hep
Düğüm üstüne düğümdür, kelep üstüne kelep
Toplayıp cesaretimi söylesem mi ki acep?
«Ey güzel gözlü kız, sensin, o ümit, o yıldız sen!»

Bir kumarbaz rüyasında defineler kazarken
Yıldızlara gömün beni kimsecikler görmeden
Bir yıldız ki, on binlerce güneş içinde yalnız
Bir yıldız ki, hayallerim kadar buruk, kararsız
Bir yıldız ki, ömür boyu hep Nusret’i bekleyen…