Hüdâyî
Olcay YAZICI
Evvel ilham, âhir sözdüm,
Kabukta kilitli özdüm;
Oluş şifresini çözdüm:
Dîvan kuruldu Hüdâyî…
Sular duruldu Hüdâyî…
Hikmeti düğümlü dildim,
Eşyanın sırrını bildim,
Bütün eldeleri sildim:
Yeğnildi yüküm Hüdâyî,
Kaygım, «son hüküm» Hüdâyî!
Korkularım, melâlim var,
Yıllar yılı gönlüm hep dar,
Bir ‘kapı’ oldu Üsküdar:
Alevdim, söndüm Hüdâyî,
Hüdâ’ya döndüm Hüdâyî!
Kırk yıl ne geçti elime?
Cemre düşürdün çölüme…
Aşkın şerh oldu ölüme:
Zamanı böldüm Hüdâyî,
Ölmeden öldüm Hüdâyî!
Köhnelikte «düş sarayı»,
Esrar perdeler arayı.
Buldum arayı arayı:
Gül özünde bal Hüdâyî,
Dergâhına al Hüdâyî!
Görklü Çalap, keremi bol,
Derya içre «emin bir yol»
Bîçareyim, mürşîdim ol:
Hüznümü dağıt Hüdâyî!
Bitsin bu ağıt Hüdâyî!