1. Sayı TAKDİM

Başlarken…

Değerli okuyucularımız,

Türk edebiyatı ve insanının yüzyılları kuşatan ve yaşatan ikliminde bir fidan da biz diktik. Âit olduğumuz o mukaddes iklîmin timsâli olabilme gayretimiz dolayısıyla da dergimizin adına YÜZAKI dedik.

Bilgi ve iletişim teknolojisiyle başı dönen bir dünyânın maddecilik ve kirlenmişlik çukuruna

yönelmesine karşı enerjisini öz güneşinden alarak kendini pırıl pırıl bir ay hâline getirebilmeyi ifâde için YÜZAKI dedik.

Üçüncü bin yılın mîmârı olması gereken Türk insanının fikir, akıl ve gönül testisine akıtılmaya

çalışılan bulanık ve kirli suları mümkünse damıtmak ya da ezelî kaynağımızdan billur ve berrak sular sunabilmek için YÜZAKI dedik.

Aslî cevherini kaybetmiş olan güzelliklerin yeri nihayetinde tarihin çöplüğüdür; ancak temiz

ve mükemmel kalabilen kıymetlerin yeri ise başlardadır anlayışıyla kalıcı letâfete yönelerek YÜZAKI dedik.

Köklü bir geçmişten köklü bir geleceğe adım atarken zindanlı yollarda fersiz ve ziyâsız

kalmamak zaruretine gerekli kablolar içerisinde enerji dolu bir meşaleyi taşıma hizmetimiz vesilesiyle YÜZAKI dedik.

Kısacası;

Size, yine sizleri yansıtmaya çalışacağımız bu gönül aynamıza YÜZAKI dedik.

Temennîmiz, yürüdüğümüz sonsuzluk iklîminde neticeye hep birlikte yüzakıyla ulaşmak… Bunun için kollarımızı sıvadık.

Zîrâ;

Yıllar var ki bize teknolojilerini ihraç eden milletler, bu ihracın yanında kültür ve değer yargılarını da bir propaganda fırtınasıyla eşantiyon olarak ekleyiveriyorlar. Nice değerlerimiz ve çınarlarımız devrilecek derecede rüzgâr altında kalıyor, bu devam ettikçe de yıkılanlar artıyor. Ancak bunlar, her ne pahasına olursa olsun muhafaza edilmesi gereken millî ve mânevî hazînelerimizdir:

Bunlar, bir topluluğu millet yapan, ancak kendine âit ve kendi olmak üzere edebiyattır, târihtir,

karakterdir, kültürdür, sanattır ve hattâ mizahtır. Bunlar, bizim nefesimiz. Bunun için dergimizde yedi ayrı bölüm oluşturduk:

Edebiyat, dosya, tarih, karakter, toplum, kültür-sanat ve mizah.

Bu dalların her birinde sunacağımız meyveler, daima kendi öz damarımızdan, yâni ezelî kökümüzden olacaktır. Çünkü dergimiz, globalleşen dünyâda erimeden ve donmadan hayatta kalabilmek için zarûrî hâle gelen millî duruşa katkıda bulunmak gâyesine sahiptir.

Sizlere muhtevaca geniş ve zengin bir dergiyi takdim ediyoruz. Bölümlerimizin her birinde,

hem kendi sahasında tanınmış yazarlarımızın, şairlerimizin hem de yetenekli genç kalemlerin yazılarını ve şiirlerini okuma fırsatı bulacaksınız.

Öncelik ve prensiplerimiz arasında a. Temiz ve zengin Türkçe, b. Ölçülü şiir, c. Târih şuuru, d.

Arı-duru bir kültür ve sanat anlayışı, e. Ahlâk, f. Sağlıklı ve sağlam kişilik var. Bu itibarla köklü dilimizin güdükleştirilmesine, çağları aşan şiirimizin pörsümesine, milletimizin düşünemeyen ve üretemeyen bir toplum hâline getirilmesine karşı mücadele edecek bir yazar kadrosunu siz değerli okuyucularımızla buluşturuyoruz.

Yüzakı, köklü bir geleneği geleceğe taşıma gayreti içerisindedir. Sizler, bilhassa şiirimizin en

güzel örneklerini dergimizin sayfalarında okuyabileceksiniz. Bu mânâda Yüzakı, bütün bölümleriyle birlikte genelde edebiyatta özelde ise şiirde bir ekol olma yolunda yürümeye çalışacaktır. Ayrıca biliyoruz ki geleneksel Türk İslâm sanatlarımız, tarihimizin derinliklerinden süzülen büyük bir servet. Bu büyük servete sahip çıkan az sayıdaki vefakâr usta sanatkârlarımıza sayfalarımızı açacağız.

Hâsılı, edebiyat, şiir, tarih, karakter, kültür, sanat ve mizah anlayışımızda yaşanan erozyonu

tamir için ülkemizin dört bir köşesine fikir fidanları dikeceğiz. Ve o fidanları sizlerle beraber büyüteceğiz.

Biliyoruz, fidanların kök salması biraz zaman alacak. Ama bu fidanlarla beraber Yüzakı’nın

çınarlaşacağı günleri göreceğimize de inanıyoruz.

Böyle bir çalışmayı kendilerine aktardığımızda Türk edebiyatı ve kültürü adına heyecan duyarak kalbiyle, kalemiyle ya da maddî imkânıyla bize candan katılan ve katkılarda bulunan ve birçoğunun isimlerine dergimizin sayfalarında rastlayacağınız mâlûm ve meçhul her sıcak gönle, dosta, ahbâba, kalem erbabına ve üstat şahsiyetlere sonsuz minnet ve teşekkürlerimizi ifâdeyi kendimize en mühim vazife addediyoruz.

Söz akşamından sabah yıldızına…

Hep birlikte…