ÎTİKĀDÎ DELİL…

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com İmâmü’l Harameyn el-Cüveynî, 17 Şubat 1028’de Nişâbur’da doğdu. İlk tahsilini müderris olan babasından ve Nişâbur’un hocalarından aldı. Babası vefât edince bir yandan babasının müderrislik vazifesini üstlendi. Diğer yandan ilim talebeliğine devam etti. Her mecliste ehl-i sünnet îtikādını savundu. Bulunduğu coğrafyada ehl-i sünnet inancını mü’min dimağlarda perçinledi. Cüveynî, ilmî faaliyetlerinin engellenmesinden ötürü Bağdat’a sonra da Hicaz’a gitti. […]

Continue reading »

203. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, “Eyne tezhebûn?” “Nereye gidiyorsunuz?” Dev bir okyanusun ortasında, nereye gittiğinizi anlamanızın yolu, bir pusula… Mâneviyat âleminin hidâyet rehberleri; yönümüzü tespit için pusula niyetine, gıdâmızın ve kazancımızın menşeine bakmamızı tavsiye ediyorlar. Paranın ve Gıdânın Kaderi KAZANCIN PUSULASIDIR Haram ve Şüpheli ise İsraf ve Günahlara… Helâl ise İbâdet ve Hasenâta… «Bir türlü dikiş tutmayan tevbelerin oku niye doğrulmuyor?» diye soruyorsak, […]

Continue reading »

Kıymetli Okuyucularımız, «Yeniden besmele!» Bir şeyi sayarken, esas alınan külliyetli rakamın katlarına gelindikçe; «Dalya!» diye seslenme âdeti varmış. Seslenilirmiş ki, sayanlar dikkat etsin, hesabı doğru tutulsun. Bir de haberdar olsun, sevinilsin, şükredilsin. Bir bereket coşkusu olsun. Biz de tahdîs-i nimet kabîlinden, hamd etmeye, şükretmeye vesile olsun diye sesleniyoruz: 200’üncü sayımızla karşınızdayız. 2005 Mart’ından beri her ay hak ve hakikati, bizim […]

Continue reading »

199. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Bir şeyin kıymeti, onu kaybetmekle yüzleşince anlaşılır. Bir süredir eğitimi yüz yüze yapabilmek lüks hâle geldi. Her şeyi dijital, sanal hâle getirmenin daha iyi olacağını zannedenler, önce heveslendiler. Mektepler olmasa ne güzel de idare edilirdi bu işler… Fakat bu dönemde yanıldıklarını anladılar. Bilgiye kolayca erişmek başka; tâlim ve terbiye, eğitim ve öğretim bambaşka şeyler. Bir insanla göz teması […]

Continue reading »

198. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, Cihâdın en büyüğü, nefse karşı yapılan. O hâlde zaferin en büyüğü de nefse karşı kazanılan. Yani hiçliğin zaferi… Tevâzu ile gelen izzet… Alçakgönüllülük ile gelen yücelik… Şükür ile gelen bereket ve kıymet… Merhamet ile gelen rahmet… Takvâ ile gelen kerem… Bu hakikatleri idrâk ettiren en mühim husus, Rabbimiz karşısında muhtaçlığımızı ve acziyetimizi müdrik olmamız. Âyet-i kerîme bizi kendimize […]

Continue reading »

197. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, Tanzimat nesli, Jöntürkler, İttihatçılar, 10 yılda 15 milyon -hâşâ- «yaratılan» Köy Enstitüsü nesli, 68 Kuşağı, anarşiye tırmanan ideolojik nesiller, 80 sonrası siyasetten uzaklaşan hippi nesiller ve şimdi de Z kuşağı… Evlâtlarını zamanın tahribatlarından koruyamayınca nesilleri suçlamak öteden beri var. Hâlbuki Hazret-i İbrahim tek başına bir ümmet iken, Hazret-i İsmail’le geleceğin nesillerini inşâ etme hamlesini gerçekleştirdi. Peygamber Efendimiz; câhiliyyenin […]

Continue reading »

196. Sayı TAKDİM

  Kıymetli Okuyucularımız, Bu sene, Yûnus için… Zamanlara hatırlatıcı başlıklar koymak, insanoğlunun öteden beri âdeti. Yûnus sayısını hazırlarken hep beraber gördük ki; Yûnus zaten her günümüze, her sözümüze bağdaşını kurmuş. “Kalanlara selâm olsun!” deyip gideli 700 sene olmuş. O selâm; Anadolu dervişi, Osmanlı insanı, halk irfânı kıyafetinde halkın arasında. Nefes nefes ilâhîlerle gönüllere dolmuş, darb-ı mesellerle dillere, zihinlere sinmiş. O […]

Continue reading »

194. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, Gökyüzü ile irtibatımız kesik. Mecâzîsi ayrı. Hakikî olarak da semâdan kopmuşuz. Yüksek binalar ufkumuzu kesiyor, israf ölçüsündeki ışıklandırmalarımız yıldızları görmemize mâni oluyor. Namaz vakitlerini, takvim ve uygulamalar olmasa anlayamayız. Dünya ve meşgaleleri, benliğimiz ve şeytan, bütün bunlar semâ ile münasebetlerimize pusu kurmakta, berrak semâmızı puslandırmakta. Her yıl bizim semâ ile, Arş ile, cennet ile irtibatımızı yeniden kurmak, tecdid […]

Continue reading »

193. SAYI TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, Ebediyet rehberimiz Kur’ân-ı Kerim; toplumların dünyada başına gelen saâdet ve musîbet zamanlarının, ilâhî imtihan ve ceza muhtevâsında olduğunu bildirir ve şu vaatte bulunur: “Eğer o ülkelerin halkı îmân edip takvâlı olsalardı (Allâh’a karşı gelmekten sakınsalardı), elbette üzerlerine gökten ve yerden bolluk ve bereket kapılarını açardık. Fakat onlar gerçeği yalanladılar. Biz de işledikleri günahlar yüzünden onları ansızın yakalayıverdik.” (el-A‘râf, […]

Continue reading »

BİR MİLLETİ BÜYÜK YAPAN SIR NEDİR?

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Otobüs duraklarında bir reklâm gördüm: Dünyaca meşhur bir eğlence kanalı, Türk yapımı bazı dizilerin İngilizce isimlerle bütün dünyada seyre sunulduğunu ilân ediyor. Bunu görünce koltuklarımız kabaracak; «Vay be!» diyecekmişiz. Bu reklâm, aslında altında şöyle bir alt metin taşıyan, tersinden bir psikolojik hamle gibi: “Siz önünüze attığımız bu kadarcık jestlerle bile memnun olacak; ezik, beceriksiz, gelişmemiş ve […]

Continue reading »
1 2 3 171