Tasavvufun Hakikatine Dair MERHUM MUSA EFENDİ (K.S.)’DAN NOTLAR

Bazı kimseler tasavvufun, seyr u sülûkün ne olduğunu bilmedikleri veya nasipleri olmadığı için bu mânevî yolun aleyhinde konuşmuşlardır.    Çünkü perdeli, hicaplı kişilerin zannettikleri gibi bu mânevî yollar; gelişigüzel, sonradan uydurulmuş, îcat ve ihdâs edilmiş bid‘at yolu değildir. Kökleri Ebûbekir Sıddîk ve Aliyyü’l-Murtezâ Efendilerimize dayanan, Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri’ne vuslat yoludur.   Ciddî, Rahmânî, ulvî ârifler, velîler yoludur. Hulâsa Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri’nin […]

Continue reading »

İki Cihan Saâdeti İçin: TASAVVUF

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com     Tasavvuf, özü itibarıyla gönül âlemimizin selîm bir hâle gelip, mârifetullah ve «muhabbetullah»tan hisse alacak bir seviyeye ulaşabilmesi ve bu sayede ilâhî vuslata medâr olabilecek bir kıvâma gelebilmesidir.”1    Tasavvufun, hepsi de birbirini tamamlayacak mahiyette çeşitli tarifleri yapılmıştır. “Bu muhtelif tariflerin ortak yönleri itibarıyla tasavvuf; mü’minlerin iç âlemini düzelterek onları mânen tekâmül ettiren, kulu ahlâk-ı hamîdeye erdirerek Hakk’a yaklaştıran […]

Continue reading »

KUR’ÂNÎ TÂLİMATLAR -23- İSLÂM’DA ZARÛRETLER

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi ÎMÂNIN BEDELİ Cenâb-ı Hakk’ın bizlere meccânen nasîb eylediği îman nimetine ne kadar şükretsek azdır. Bizler müslüman bir toplumda, müslüman aileler içinde dünyaya geldik. Sâbikûn-i evvelûn yani İslâm ile müşerref olmakta en önde olan zayıf, köle ve fakir Mekkeli müslümanlar ise; îman nimeti için çok büyük bedeller ödediler. İslâm düşmanlarının nice işkencelerine tahammül ettiler. Meselâ; Müşrikler […]

Continue reading »

SEN KİMİNLESİN?

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Her zaman araba vapurları çok işlektir. Bazı günler ise, sayısız vasıtalar uzun kuyruklar oluşturur. Öyle yoğun sıraların meydana geldiği bir günde Yalova araba vapuru önündeki gidişâtı düzenleyen bir kâhyanın tam önüne, yolcuları farklı bir araba denk gelir. İçeride; Merhum Sâmi Efendi Hazretleri vardır. Yanında da merhum Musa Efendi Hazretleri ve Osman Nûri Topbaş […]

Continue reading »

Dîni Aşkla Yaşamak: TASAVVUF

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Medeniyetler, kendilerine mahsus yüksek tasavvurlarına göre; önce kendi insan tipini, vakıf insanları inşa ederler. Vakıf insan; istikamet üzere, kendinin ve mes’ûliyetlerinin şuurunda olan insandır. Bu mes’ûliyet; kendisiyle, çevresiyle ve Rabbiyle olan münasebetleri ihtivâ eder. Vakıf insan; tabiata rahmet nazarıyla bakan, başkalarının değerlendirmesini kaāle almaksızın, sadece Allah Teâlâ’nın rızâsını kazanmak için, kendini O’nun yolunda her […]

Continue reading »

DOSTA MUHABBETLE DÖNMEK

YAZAR : Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com Öleceğini sezdiği gün, Hazret-i Ebûbekir -radıyallâhu anh-’ın; “Eğer bu gece ölürsem beni yarına bekletmeyiniz. Zira benim için gün ve gecelerin en sevimlisi, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e en yakın olanıdır.” demesi; Bilâl-i Habeşî -radıyallâhu anh- Efendimiz’in de ölüm döşeğinde, hanımı başucunda; “Vay başıma gelenler!” diye ağlarken, kendisi sevinç içerisinde; غَدًا أَلْقَى الْأَحِبَّه مُحَمَّدًا وَصَحْبَه […]

Continue reading »

Huzura Hasret İnsanlık Âlemi İçin; KURBANLA DİRİLMEK

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Orta Çağ Avrupa’sında, kilise teşkilâtı; «muharref Hıristiyanlık»ı siyâsî hâkimiyet ve malî güç kazanma emellerine âlet ederek, ihdas ettiği tabularla içtimâî hayatı zabturapt altına almıştı. Aklın prangaya vurulduğu, tefekkür mahsûlü eserden mahrum kalan cemiyet, câhiliyye karanlığına gömülmüş; sadece güçlünün hakkının bahis mevzuu olduğu bir zulüm ve hurâfeler devrini yaşıyordu. İnsan hak ve hürriyetlerini teminat altına […]

Continue reading »

“DOSTUMU BANA GETİR!”

YAZAR : Ahmet BEKLİ Geçtiğimiz ay, Medîne-i Münevvere’den bir Rasûlullah âşığının vefat haberini aldık: Sudanlı Tayfur Efendi… Tayfur Efendi; Sudan’da yaşarken, Mekke-i Mükerreme’ye âşık olduğu için gönlüne Harameyn’e gitme arzusu düşer. Fakat yol masrafı için hiçbir imkânı olmadığından, gemicilere yalvara yalvara kendisini ve hanımını Cidde’ye götürecek bir gemi bulur. Cidde’den Mekke’ye yetmiş kilometre yolu hanımıyla yürüyerek kat eder. Yedi ay […]

Continue reading »