205. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, Çanakkale Zaferi’ne, o zaferi getiren fazîletli analar nazarından baktığımız bu sayıyı hazırlarken, cihan; «Acaba üçüncü bir dünya savaşı mı başladı?» endişesi içindeydi. Kuzeyimizdeki savaşta; batı ülkelerinden mazlumların imdadına diliyle koşan çok varsa da, eliyle yardım eden hemen hiç kimse yok. Çünkü artık vatan için, hak ve hakkāniyet için, mazlumlar için ölecek ordular teşkil etmek zor görünüyor. Birinci Harb-i […]

Continue reading »

TEVHÎD-İ HAZRET-İ ALLAH

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Bir ve tektir, Rabbim Allah’tır benim, İsmi Rahman bir Hudâ’dır Hak Rahîm. Tek O’dur, Allâhu ekber, en aziz, Hû’dur Allah, Hak’tır Allah, şüphesiz. Şâhid âlem, tâ ezelden, tâ ebed, Misli yoktur, ancak Allah’tır Samed! Ancak Allah, başka yoktur hiç ilâh, En karanlık anda O’ndandır sabah. Haz değil, hüsrandır O’nsuz bir hayat, Yalnız Allah çâre, îmandır kanat. […]

Continue reading »

O (S.A.S.) EĞİTTİ…

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Yüce ahlâkını Kur’an’da Hudâ methediyor, Ahmed ismiyle müsemmâ, o fazîlet güneşi… Beşerin nefsi kudurmuştu, ümitsizdi gönül, Eğitip etti ümitvâr, o beşâret güneşi… vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün (fâilâtün)

Continue reading »

MEVLÂNÂ’NIN GAZELİNİ TÜRKÇE SÖYLEYİŞ -7- AŞKININ HAZZI NASIL İŞLEDİ BİLMEM GÖNLE?

Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com   İçtiğin neydi senin öyle dün akşam güzelim? De ki artık gece-gündüz o şaraptan içelim! Aşkının hazzı nasıl işledi bilmem gönle? Gelmez ordan çıkarak bir daha dünyâda dile! Ona ben yalvarırım: Gel hadi ey haz, dile gel! Reddedip der bana: Gönlün bilemezsin ne güzel! Aşk her gönle bir uğrak verir elbette ama, Yerleşip gönlüme Allâh’a şükür kıldı […]

Continue reading »

SABIR

ECRÎ (Huzeyfe YÜKSEL)   Sancılar kalbe imtihan, ey can. Sabredersen verir Hudâ sana şan. Bil ki ey kul, yemek ateşte pişer, Pişmemiş aş gelir de kim onu yer? Toprak altında çatlayan o tohum, Gün gelir bahşeder dalında lokum. Kor ateşlerde yanmadan, söyle! Ham demir hiç girer mi bir şekle? Izdırap çekmeyen nefes hamdır. Anla! Her imtihan bir ikramdır. Göz açar […]

Continue reading »

MEVLÂNÂ’NIN GAZELİNİ TÜRKÇE SÖYLEYİŞ -5- ELEST’İN SESİ GELMEZ Mİ İÇİNDEN?

Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com Zannım bu yıkılmakta olan handan usandın! Lutfuyla Hudâ’nın yeni bir ufka uyandın! Sel üstüne kâşâne yaparsan göçer elbet, Gafletle tuzaktan yem alırsan hele, yandın! Ey rûh! Uzaklaş o tuzaktan, çık o evden! Mâdem bugün ervâh ile pür âlemi andın! Öyleyse kanatlan yine enginlere haydi! Yâd eyle ki sen bir dem uçup Arş’a uzandın! Takdîr ile düştün de […]

Continue reading »

O’NA BENZE!..

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) En samîmî ve sıcak, en yumuşak kalp O’nda, Merhamet cenneti kılmış O’nu insâna Hudâ… Bağrı en çok kanayandır, O’dur en şefkatli, Yoksulun, muzdaribin hâline en rikkatli!.. Ebedî kandilidir nûr-i Muhammed beşerin, Bir hilâl ol, O Güneş’ten yana, artar değerin!.. vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün (fâilâtün) (fa’lün)

Continue reading »

DUÂYA DAVET

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Duâdır Arş’a rehber, Niyazla bul salâhı… İcâbet etmek ister, Kulun cömert İlâh’ı… Açıldı el semâya, Yöneldi kalp Hudâ’ya, Gelince ruh hizâya; Hesâb et inşirâhı… Çevirse türlü düşman, Gâvur, nefis ve şeytan, Duâsı ehl-i îman; Elinde tek silâhı… Seherde çiğ misâli, Gözünde yaşla Tâlî, Duayla bul mecâli; Gönülde intibâhı… vezni: mefâilün / feûlün

Continue reading »

Kur’ân’dan İktibas İlhamlar -24- HUDÂ’DAN MI ŞÜPHE?

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) O’nun lutfu canla, Vücut buldun, anla! O’nun bahşı gözle, Ne halk etti, izle!.. Tutup sonra ey kör, Küfürbaz ve nankör! Alıp Arş’a cephe, Hudâ’dan mı şüphe? Akıl olsa bin kat, O’dur tek hakîkat! Tereddüt ne mümkün! Efillâhi şekkün?!. vezni: feûlün / feûlün اَفِي اللّٰهِ شَكٌّ فَاطِرِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ “…Hiç gökleri ve yeri yaratan Allâh(ın […]

Continue reading »

Kur’ân’dan İktibas İlhamlar -15- DUÂ YOK İSE…

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) قُلْ مَا يَعْبَؤُ۬ا بِكُمْ رَبّ۪ي لَوْلَا دُعَٓاؤُ۬كُمْۚ “(Habîbim!) De ki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? …” (el-Furkān, 77)   Peygamber’e Hudâ’dan îlân eylenen hüküm: «Mâ ya‘beu biküm Rabbî levlâ duâuküm?!.» Yoktur O’na duânız, yoktur kulluğun özü, Mevlâ size ne kıymet versin, ne’ylesin sizi?  

Continue reading »
1 2 3