ÖMÜR TAKVİMİNİN SON YAPRAĞI DÜŞMEDEN

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com Zaman, su misali hızla akıp gidiyor. Farkına bile varmadan; saatler, günler, haftalar, aylar ve yıllar geçiyor. Yeni yılın takvimini duvara astığımız gün, daha dün gibi hatırımızda. Ama baktığımızda koca bir yılı tüketmiş ve yeni yılın kapısına dayanmış vaziyetteyiz. Geriye dönüp, geçen bu zamanın muhasebesini yaptığımız zaman, yâdımıza çok fazla müsbet amelin gelmeyişi, yüreğimizi burkuyor. İnsanoğlu; yeryüzünde bulunan […]

Continue reading »

HİKMETLİ NASİHATLER

YAZAR : Sami GÖKSÜN Cenâb-ı Hak; Hazret-i Lokmân’a “Hikmet verdik.” buyurdu. Onun evlâdına vaaz ü nasihatlerini, Kur’ân-ı Azîmüşşân’da bizlere de duyurdu. “Hani Lokmân da oğluna nasihat ediyordu ve demişti ki: «Yavrucuğum, Allâh’a şirk koşma! Çünkü şirk çok büyük bir zulümdür.»” (Lokmân, 13) Her şeyin başı îman!.. Evlâtlarımıza evvelâ tevhidi öğreteceğiz. Her şeyden önce şirk, büyük bir zulüm ve bir haksızlık. […]

Continue reading »

HEVÂ-HEVESTEN KURTULMA ÇARESİ: İLÂHÎ NEFES

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi KAÇIŞ NEREYE? Mesnevî’de Hazret-i Mevlânâ; kader sırrının hayat ve ölüm arasındaki mücerred hakikatini, diğer taraftan ise hayata sımsıkı sığınıp da ölümden kaçmaya kalkışın boş bir telâşe olduğunu, müşahhas şekilde ne güzel îzah eder: Süleyman -aleyhisselâm- devriydi. Saf bir adam, bir kuşluk vakti, kudretli peygamberin sarayına telâşla girdi. Nöbetçilere, hayatî bir mesele için Hazret-i Süleyman’la […]

Continue reading »

CENÂB-I HAK NASIL BİR GENCİ SEVER?

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi BAHAR TEFEKKÜRÜ Âyet-i kerîmede buyurulur: وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنَ السَّمَاءِ مِنْ رِزْقٍ فَاَحْيَا بِهِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَتَصْر۪ٖيفِ الرِّيَاحِ اٰيَاتٌ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ “Gecenin ve gündüzün değişmesinde, Allâh’ın gökten indirmiş olduğu rızıkta (yağmurda) ve ölümünden sonra yeri onunla diriltmesinde, rüzgârları değişik yönlerden estirmesinde, aklını kullanan toplum için dersler vardır.” (el-Câsiye, 5) Bu […]

Continue reading »

GARİP CÂNIN VAHDETİ BU!..

ŞAİR : Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com Gelen gider, giden kalır; Bir hilkatin hikmeti bu!.. Varlığı gör, her an olur; Hakk’ın eşsiz kudreti bu!.. Bürün Gül’ün hırkasına; Dal bu tevhid deryâsına!.. Bak Yûsuf’un yakasına; Bir iffetin devleti bu!.. Oku, şerh et, çöz özünü; Gör bu seyrin içyüzünü!.. Dört kapıya sal izini; Yedi nefsin nusreti bu!.. Damıt sözün ilhamını; Gör o kulluk makamını!.. […]

Continue reading »

GÖNÜLLE HASBİHÂL

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Çelik gibi bir irâde kuşan, Şehâdete er, bükülme gönül!.. Başakça eğil, rükûa uzan, Fakat diri dur, dökülme gönül!.. Küçük ve büyük ne varsa tara, İçinde Hudâ rızâsı ara, Hevâ ve heves asıllılara; Basit sanarak takılma gönül!.. Çağırdı cinâna Hak, beşeri, Zorâki değil gönüllüleri… Denizde balık misâli eri; Güzelle barış, sıkılma gönül!.. Sanatçıların esersizinin, Öğütçülerin […]

Continue reading »

TAVSİYE

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Var mı Seyrî, kul için bir başka yol? Durma, Kur’ân’ın hayat nûruyla dol! Çelmesin cennet yolundan boş heves, Hak ne emrettiyse uy, dosdoğru ol! vezni: fâilâtün / fâilâtün / fâilün

Continue reading »