47. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız,

Harpler, ölümler, yıkımlar, göçlerle dolu bir zaman diliminin, mâtemlerle, feryatlarla dolu bir coğrafyanın şairidir Mehmed Âkif… Kalemine, âdeta kanlı gözyaşını mürekkep yaparak yanık bir feryat hâlinde bu safha safha mâtemleri yazdı Safahât’ında… Paylaştı hayatıyla, yüreğiyle…

Gitme ey yolcu, berâber oturup ağlaşalım:

Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım!

Onunki bir ağıttan ziyade bir ikaz feryâdıydı. Bütün bir millete, en gür sada ile duyurduğu bir idrak ve şuur çağrısı… Bilhassa merhamet çağrısı…

O günlerden bugüne kâh yer değiştirerek, kâh isim değiştirerek, kâh coğrafya değiştirerek, kâh ülke değiştirerek her zaman haksızlıklar, adaletsizlikler ve zulümler var oldu. Istıraplar, elemler dünya üzerinde hiç eksik olmadı. Mazlumlar, bîçareler ve kimsesizler hiç eksilmedi. Üstelik bazen zâhirdeki sütliman görüntüler; mes’ûliyet duygusunu cüzdan hesabındaki vicdanlara daha bir gömdü.

Dün olduğu gibi bugün de şu gerçek öne çıktı: Elemleri paylaşmak ve mâtemlerin civarında olmak…

Buradan hareketle Ocak ayında Yüzakı; dosya olarak hazırladığı İstiklâl Şairimizi; yığınla elemleri paylaşması ve daima mâtemlerin civarında dolaşması yönüyle takdim ediyor. Vicdanlara yöneltilen şu soru ile:

Ne Kadar Mâtemlerin Civarındayız?

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ, Mehmed Âkif’in; «Kocakarı ile Ömer» şiirinde kimsesizlerin, çaresizlerin mes’ûliyetini, kimseyi ortak etmeden üstlenişinden hareketle soruyor:

Dertler ve Istıraplar Artarken;

Ne Kadar Mâtemlerin Civarındayız?

Bu soruya müsbet cevap verme gayretinde olan hayırseverlerin vekâleti üzerine, geçtiğimiz kurban bayramı vesilesiyle mâtemlerin civarına, Afrika’nın ücra köylerine giden Hüdâyî Vakfı gönüllüleri, gördüklerini, hissettiklerini, yaşadıklarını hisli satırlarla gönüllerinize sundular.

Mehmed Âkif dosyamızda Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI, şairin dilde yenilik için koyduğu şartları; Ayla AĞABEGÜM ve Sadettin KAPLAN, Safahât’ı bugünün meseleleri ışığında okumanın önemini; Prof. Dr. Ahmet SEVGİ, şairin haksızlığa tahammülsüzlüğünü; Dr. Harun ÖĞMÜŞ, şairin şiir dünyasını belirleyen şartları ve şiirinin temayüz ettiği sahaları ele alırken; Ahmet Ünal BAĞBAŞLIOĞLU, İstiklâl Marşımızı, tarihî bağlantıları ve mesajlarıyla geniş bir şekilde açıkladı.

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi’nin; «İnsan Fıtratındaki Hususiyetler» yazı dizisinin üçüncü halkası; «Kuvve-i Şeheviyye» başlıklı makalede;

İnsanın; servet, şöhret ve şehvet imtihanından yüz akıyla çıkabilmesinin, bu kuvveden istifadede ifrat ve tefritten uzak kalıp, itidali bulmasından geçtiği misallerle tesirli bir şekilde ortaya konuyor.

Şiirler…

Mehmed Âkif’in, bütün eserlerini kaleme aldığı aruz âhenginin günümüzdeki temsilcisi Yüzakı’nda; gurbetlerin, mâtemlerin, hasretlerin terennümleri var.

Âsım’ın neslini temayüz ettiren değerlerin işlendiği mısralar…

Okuyanlarda mâtemlerin civarını düşündüren hisli yüreklerden…

Tıpkı hakikî tevâzuu ile yükselen; yüksek vefası ile milletinden vefa gören Mehmed Âkif’in dile getirdiği gibi:

Oku, şâyet sana bir hisli yürek lâzımsa;
Oku, zîrâ onu yazdım iki söz yazdımsa.

Hicrî ve mîlâdî yılbaşının tevâfuk ettiği bu günlerde, yeni yılınızın hayırlara vesile olmasını dileriz.

Yüzakıyla…