RAMAZÂN-I ŞERÎFİ İDRAK ve İHYÂ

Osman Nûri TOPBAŞ     DÜNYA ve ÂHİRET   Hikâye edilir ki;    Bağdat kadılarından biri maiyyeti ile birlikte külhanların bulunduğu sokaktan geçiyordu. Bu esnada onları gören üstü başı kir-pas içinde, hırpânî kılıklı, sanki cehennem zebânîlerini andıran yahudi bir külhancı önlerine geçti. Kadıyı taşıyan bineğin yularına yapışarak şöyle dedi:   “–Ey kadı! Sizin Peygamberinizin söylediği;    «Dünya mü’minin zindanı, kâfirin […]

Continue reading »

ECDÂDIN RAMAZÂN’I ve KARDEŞLİK MES’ÛLİYETİMİZ

Osman Nûri TOPBAŞ       HERKES BİR HİZMETTE   1750 yılında Osmanlı Devleti’nin topraklarını gezen Avukat Guer, seyahatnâmesinde ecdâdımızın kardeşlik mes’ûliyetini şöyle anlatır:   “Kimi müslümanlar;    •Hapishâneleri gezer borç için yatan mahpusları kurtarır.    •Kimisi ihtiyaçlarını ifşâ etmekten utanan fakirlere dağıtmak üzere cami imamlarına para bırakır.   •Kimisi ölmüşlerinin ruhlarına Kur’ân-ı Kerim okunmak üzere vakıf tesis eder. Okuyanlara […]

Continue reading »

Şer‘î Kaidelerle Tasavvuf -37- NÛRUN ALÂ NÛR

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM  Şâzelî meşâyıhından Ahmed Zerrûk [v. 899/1494] Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.)   ZÂT ve SIFÂT İLE EHL-İ BEYT OLMAK… Ahmed Zerrûk Hazretleri, önceki kaidede, ehl-i beytin fazîleti üzerinde durmuştu. Diğer taraftan asıl fazîletin nesep ile değil, mâneviyat ile hâsıl olacağına dair de birçok hadîs-i şerif […]

Continue reading »

RAMAZAN’DA EMR-İ Bİ’L-MÂRUF

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM    Ramazân-ı şerif; bütün ehl-i îmânın oruçla, ibâdetle, hayır-hasenatla geçirdikleri, mâneviyâta yoğunlaştıkları bir ay… Şeytanların bağlandığı, rahmet kapılarının açıldığı, fakirle, yoksulla hemhâl olunan bir ay.    Tarihimizde de Ramazân-ı şerîfin mükemmel bir şekilde edâ edildiği bildiriliyor. İmparatorluk zamanında müslümanların yaşadığı her yerde gayr-i müslim zimmîler de yaşardı. Onlar da bu mübârek ayda, müslümanlara hürmeten açıkta bir […]

Continue reading »

Gönüllerin Yönelimi KIBLE MESELESİ -3-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr      Cenâb-ı Hak -celle celâlühû-, kullarının istikametlerini çok açık bir şekilde göstermiştir. Bu çerçevede diyebiliriz ki; kıbleye yönelmeyenin, yönü de belli olmaz!   وَمِنْ حَيْثُ خَرَجْتَ فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِۜ وَاِنَّهُ لَلْحَقُّ مِنْ رَبِّكَۜ  وَمَا اللّٰهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ ۝١٤٩ “Her nereden (yola) çıkarsan çık, (namazda) yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir! Bu (emir de), elbette Rabbinden sana gelen bir haktır (gerçektir). Allah […]

Continue reading »

ALLÂH’IM! BİZİ FELÂHA ERENLERDEN EYLE!

Prof. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com BİR HADİS: عَنْ عَبْدِ اللّٰهِ بْنِ عَمْرٍو رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُمَا : أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ :  « قَدْ أَفْلَحَ مَنْ أَسْلَمَ ، وَرُزِقَ كِفَافاً، وَقَنَّعَهُ اللّٰهُ بِمَا اٰتَاهُ »  Abdullah bin Amr -radıyallâhu anhümâ-’dan nakledildiğine göre Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:    “Müslüman olan, kendisine yeterli rızık verilen ve Allâh’ın lutfettiği […]

Continue reading »

İNFÂKIN İNCELİKLERİ

Sami GÖKSÜN   Mal ve servet Allâh’ın kullarına verdiği nimet ve emânettir. Bu nimet ve emânetleri Allâh’ın rızâsı doğrultusunda kullanmak bir kulluk vazifesidir.    Bu sebeple;    Sahip olduğumuz zenginlikleri, Allâh’ın rızâsını gözeterek harcamalıyız. Aksi takdirde her türlü zenginliğimizin sahibi olan Allâh’a karşı nankörlük etmiş ve O’na isyan etmiş oluruz. Böyle bir durumda olan kul; sahip olduğu zenginlikleri hayırda harcayarak […]

Continue reading »

MEVLÂNÂ HAZRETLERİ’NİN ÖLÜME BAKIŞI -3-

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com   «ÖLMEDEN EVVEL ÖLMEK SIRRI» Ölüm ânı geldiği zaman, Allâh’ın rahmetinin tecellî etmesi için bu dünyada bazı zahmetlere katlanmak gerekir. Eğer bu dünyada o zahmetler yaşanırsa; Allâh’ın sana ölüm ânında ve âhirette vereceği ecir, burada katlandığın zahmetlerden katbekat fazla olacaktır. Mevlânâ Hazretleri; ölüm ânı gelmeden, kulun bu dünyada Rabbi ile buluşup, Allâh’ın emir ve yasaklarına uyarak yaşamasını rahmete […]

Continue reading »

İBÂDETLERİN RÛHÂNİYETİ

Osman Nûri TOPBAŞ İBÂDETLE GEÇEN ÖMÜR Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh- naklediyor: “Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sağlığında Kudâa Kabîlesi’nin Beliyy boyuna mensup iki zât, birlikte İslâm’a girmişlerdi. Bunların birisi şehid düşmüş, diğeri de bir sene daha yaşayıp öyle vefât etmişti.  Talha bin Ubeydullah -radıyallâhu anh-; «–Rüyamda; bir sene sonra vefât eden şahsın, şehid düşenden daha önce cennete girdiğini gördüm ve hayret ettim.» dedi. Sabah olunca […]

Continue reading »

MÎRACDAN KALAN HÂTIRALAR

Osman Nûri TOPBAŞ   ÖYLE SIKINTILAR Kİ…    Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:   “O gece (mîrac gecesinde) Abdurrahmân bin Avf’ı gördüm. Cennete, oturduğu yerde emekleyerek giriyordu. Ona dedim ki:   «–Niçin bu kadar ağır geliyorsun?»   Dedi ki:   «–Yâ Rasûlâllah! Malımın hesabı dolayısıyla, çocukları bile ihtiyarlatacak kadar ağır sıkıntılar geçirdim. Öyle ki, bir daha sizi göremeyeceğimi […]

Continue reading »
1 2 3 158