AZDI TERÖR; SONRAYI GÖR!

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)

Bir mühim yerde ki ülkem, içi târih dolu sır,
Devri, dünyâyı yönettik buradan, altı asır!
Yazmak ister nice düşman, bize illâ ki vedâ,
Anla; küfrün, niye hâlâ gözü İstanbul’da?
Kıt’alar gitti uyan, gitmesin en son vatanın,
Sımsıcak yüzlü, soğuk hırsıza kaptırma sakın!

Pusu hâin, terörün kastı derin, gelme dize,
Lâfta dost, on yedi devletle hücûm etti bize!
Her kılık, on yedi türden, iki yüz başlı terör,
Kanlı, vahşî bir oyun oynanıyor; sonrayı gör!
Gör ki, milletçe bütün ol, dedemin ey nesli,
Sana kâfirlerin avcunda mayınlar dizili!
Soykırım ustası güç, cambazıdır şer sanatın,
Katliamlar yapıyor, bir de diyor: Sen yaptın!
Baş kesen zâlime başrol veriyor zorba edâ,
Yanlı dış medyada her suç, çıkıyor mazlumda!
Kaç sefer, bir kuşa insaf diye on memleketi,
Kan revan eylediler, gümledi yardım paketi.
Kaç sefer, kavgada yalnız ara bozmakla, yine,
Yuttular petrolü, yok sapladılar sâhibine!
Kaç sefer; «Ölçülerin ölçüme uymaz!» dediler,
Uyduruk tartıda, kaç asrı harâb eylediler.
Kaç sefer, peylediler koskoca coğrafyamızı,
Böldüler ben dedirip yüz bine bir tek nabzı!
Kaç sefer, ettiler insanlığı hayvanca köle,
Dayanılmaz bize yaptıkları bir gelse dile.
Kaç sefer, yaktılar îmanlı kütüphâneleri,
Semt-i İslâm’da ceset ambarı vîrâneleri.
Son sefer, kanlı demokratlığa, ıslah dediler,
Milyon öldürmeye dâir, yine siftah dediler!
Müslüman maskesi altında da, en sinsi maşa,
Sen, diyor zâlime; «Sen, ey barışın rûhu yaşa!»
Yuh çekip yuhlatıyor mazlumu lâkin o çene,
Tende can parçalıyor, âh o terör adlı kene!

O terör, hangi sefil, hangi rezil pâye için?
İlle, ey zulmü seçen, öyle fecî gāye niçin?

Şer fısıldar sana Nemrûd, ama ey kanlı güruh,
Ebedî kaybediyorsun, iki gün uğruna, yuh!
Bâri ey kahpe, Ebû Cehl’e bakıp anla bunu:
Zulme dâir Firavunlar deneyip gördü sonu,
Mutlu bir son ve huzur yok o mezâlim hünere,
Tuttuğun yol, iki dünyâda da çıkmaz zafere!
Zulmünün mikrobu, milyarları öldürse dahi,
Bekle, bir gün, yedi gökten bir ilâç, vallâhi,
En nihâyet yok eder zulme dalan her virüsü,
Bir cehennem yemidir onların iğrenç ölüsü.

Yüce takdir bu, zulüm ehlinin er-geç başına,
Öyle tûfan, ya da lâv var, bak ebâbil taşına!
O küçük taşla bütün Ebreheler devrildi,
Bir alev taş ki o, Lût kavmini toptan sildi.
Sabrı çok, Rabbimiz’in kahrı fakat taştığı gün,
Sâde bir fırtına, Âd kavmini kahretti bütün.
Hakk’a nankör kesilen her göze ihtar bu gazap,
Sâde bir sayha ve sarsıntı, Semûd kavmi harap!
İntikam sillesi, gökten yere dünden beri iz,
Firavun kibrini bir anda nasıl boğdu deniz!
Vakti var, her kuduran zulme ilâhî tokadın,
Âkıbet, bir sineğin yendiği Nemrûd’a bakın!
Deviren koskoca Câlût’u küçük bir taştı,
Bir çocuk, bir devi alt etti, görenler şaştı!
Ey nesil, işte budur bizdeki güç, bayrakta,
Yüce takdir ve tecellî, şunu anlatmakta:
İmtihan sonrası, her devr-i zulüm battı yere,
Müjde var sabrederek Arş’a çıkan kimselere!

İmdi, zâlim kazanır sanma sakın, ey mazlum,
Der ki Seyrî: Ebedî kudrete her şey mahkûm!

vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün
(fâilâtün) (fa’lün)